50 yaşından sonra
Yetişkin yaştaki her 10 kişiden 9’u kronik hastalıklardan en az biriyle, 8’i ise birden fazla hastalıkla tanışmıştır.
Yaşam tarzını değiştirmek, örneğin sigara içmemek, sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak birçok kronik hastalığın oluşmasını engelleyebilir, geciktirebilir ya da seyrini yavaşlatabilir.
Bu makalemde, 50 yaşını aşan kişilerin daha genç yaşlarına kıyasla daha sık karşılaşabileceği sağlık sorunlarını özetlemek istiyorum:
- Hipertansiyon: Durdurulması mümkün olmayan yaşlanma süreci boyunca damarlardaki esneklik azaldığı için, 50 yaşını aşmış bir kişide hipertansiyon görülmesi hiç de sürpriz olmaz. Unutmayın, 60 yaşının üstündeki her 3 kişiden 2’si fakına varsa da varmasa da hipertansiyon hastasıdır. Çoğu zaman belirtisiz seyrettiği için hiç yakınması olmayan kişiler de tansiyonlarını arada bir kontrol etmelidir. Yüksek tansiyonun farkına varmamak avantaj değil, risktir.
- Şeker hastalığı: Son yıllarda adeta bir salgın hastalık gibi artan şeker hastalığı, tüm diğer kronik hastalıklar gibi yaşlandıkça daha sık görülür. Üstelik çoğu zaman belirtisiz seyrettiği için farkına varılmasında geç kalınır. En iyisi 50 yaşını aşan kişiler hiç yakınmaları olmasa bile şeker hastalığı yönünden kontrol edilmelidir.
- Kalp hastalığı: Yaşlanma süreci doğumla birlikte başlar. Tüm vücutta ve kalpteki kan akımını bozan ve plak adı verilen oluşumlar da bu sürecin bir parçasıdır. Bu nedenle 40 – 59 yaş aralığındaki kişilerin kalp hastası olma ihtimali 20 – 39 yaş aralığındaki kişilere göre 5 kat fazladır.
- Obezite: Kalp hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, romatolojik hastalıklar, kanser dahil pek çok kronik hastalığa obez kişilerde daha sık rastlanır.
- Osteoartrit: Eskiden osteoartrit denilen ağrılı eklem hastalığının yaşlanmanın doğal sonucu olan yıpranma ile ilgili olduğuna inanılırdı. Oysa günümüzde yaşam tarzı ve genetik faktörlerin de bu tür hastalıklara katkı yaptığı biliniyor.
- Osteoporoz (Kemik erimesi): 50 yaş üstü kadınların yaklaşık yarısında ve bu yaş grubundaki erkeklerin % 25’inde kemik kütlesi kaybı vardır. Osteoporoz adı verilen bu durumlarda bazen farkına varılmadan bazen de hafif bir düşme ya da çarpma sonucunda kemik kırıkları olabilir. D vitamini eksikliği ve yeterince egzersiz yapılmaması, kemik erimesinin önlenebilir başlıca iki nedenidir.
- KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı): Nefes darlığı ve öksürük bu sinsi hastalığın başlıca iki belirtisidir. En bilinen ve değiştirilebilir etken sigaradır.
- İşitme kaybı: Yaşlandıkça artan sağlık sorunlarında biri de budur.
- Görmede azalma: Göz merceğinde yaşlandıkça artan kırma kusuruna bağlı görme azalması bazen katarakt ve glokom gibi daha önemli hastalıklara da bağlı olabilir.
- İdrar problemleri: Yaşlandıkça mesane ve prostata bağlı hastalıklar nedeniyle sık idrar yapma ihtiyacı olabilir.
- Depresyon: 40 ile 59 yaş arası depresyonun en sık görüldüğü yaş grubudur. Kronik hastalıklarla depresyon arasında karşılıklı bir etkileşme olduğu da bilinmekte. Kronik hastalıkları olanlarda aynı zamanda depresyon ve depresyonu olanlarda aynı zamanda bazı kronik hastalıklar görülebilir. Tedavide depresyon dikkate alınmazsa kronik hastalığın tedavisi de yeterince başarılı şekilde yapılamaz.
- Sırt ağrısı: Fazla kilolu olmak, egzersiz yapmamak, sigara, osteoartrit, D vitamini eksikliği ve kanser yaşlandıkça artan sırt ağrısının başlıca etkenleridir.
- Unutkanlık: Hipertansiyon, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklara bağlı demans farklı, Alzheimer farklıdır. Damarları ilgilendiren kronik hastalıkların daha iyi kontrol edilmesiyle demansın seyri düzelebilir. Alzheimer ise bugün için nedeni tam bilinmeyen kronik ve ilerleyici bir hastalık ve önemli bir toplum sağlığı sorunudur.
Uzun sözün kısası, sağlığımız için her yaşta dikkatli olmalıyız ama yaş 50’yi geçtikten sonra biraz daha dikkatli olmakta ve düzenli tıbbî kontrolleri yaptırmakta yarar vardır.
Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle…
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR