6’lı masanın kurduğu komisyondaki TESEV’ci kim?
Bölücü Anayasa raporlarında imzası bulunan TESEV’ci Serap Yazıcı, altılı ittifak masası komisyonunda görev aldı.
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi genel başkanlarının ikinci buluşmasında kararlaştırılan komisyonun üyeleri belirlendi. Üyelerden biri de ‘bölücü anayasa’ raporlarına imza atan Prof. Dr. Serap Yazıcı…
Sürecin yol haritasını belirleyecek komisyonda, CHP adına Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İyi Parti adına Seçim İşleri Başkanı Şenol Sunat, Saadet Partisi adına Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya, Demokrat Parti adına Genel Sekreter Serhan Yücel, DEVA Partisi adına Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ve Gelecek Partisi adına İnsan Hakları Başkanı Serap Yazıcı yer alıyor.
KOMİSYONUN ÇALIŞMASI
Çalışma kapsamında öncelikle her parti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecine ilişkin kendi yol haritasını belirleyecek.
Daha sonra 6 parti yetkilisinden oluşan komisyon bir araya gelerek geçiş sürecinin hangi dönemi ihtiva edeceğini istişare edecek, parlamenter sisteme geçiş sürecinde yapılması gerekli anayasal ve yasal düzenlemeleri masaya yatıracak.
Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile kabineyle çalışma şeklini de ele alacak komisyon, Meclis İçtüzüğü, Siyasi Partiler ve Siyasi Etik kanunlarını çalışacak.
Komisyon üyelerinden Serap Yazıcı’nın geçmişi ise dikkat çekiyor.
Yazıcı, George Soros’un kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfı’nın finanse ettiği TESEV’in yazar kadrosunda yer alıyor.
Davutoğlu’nun A Takımı’nda yer alan Yazıcı, 13 Nisan 2011’de Mustafa Erdoğan ile birlikte “Türkiye’nin Yeni Anayasasına Doğru” başlığıyla TESEV Anayasa Komisyonu’ndan çıkan bir rapor kaleme almıştı.
İLK 3 MADDE HEDEFTE
“Anayasadan milliyetçilik referansların çıkarılması” gerektiği belirtilen raporda anayasanın başlangıç ilkeleri hedef alınıyor, Atatürk milliyetçiliği “etnik bir referans” olarak tanımlanıyor.
Raporun başlangıç ilkeleri için önerisi şöyle:
“…yeni anayasanın Türkiye toplumunun çoğulcu-demokratik ve sivil rejim idealine bağlılık iradesini yansıtan kısa ve özlü bir “Başlangıç” kısmına yer vermesi ve bunun anayasa metnine dahil olmadığının belirtilmesi uygun olacaktır. Kurucu iradeyi “Biz, Türkiye Cumhuriyeti halkı…” olarak ifade etmesi gereken Başlangıç metninin şüphesiz ideolojik, dini, etnik ve milliyetçi referanslardan da arınmış olması gerekir.
Bu arada, Anayasanın devletin şeklini belirtecek olan hükmü “Türkiye devletinin demokratik bir cumhuriyet” olduğunu belirtmeli ve bunun tek değiştirilemez hüküm olduğu yine aynı madde içinde ifade edilmelidir. Anayasanın Cumhuriyetin niteliklerini belirtecek olan hükmü de, Başlangıç kısmının içeriğine paralel olarak, yukarıda sıralanan ilke ve değerleri barındırmalıdır. Maddenin şu şekilde formüle edilmesi uygun olabilir: “Türkiye Cumhuriyeti insan onuruna saygılı, insan haklarına bağlı, hukukun üstünlüğüne dayalı, içeride ve dışarıda barışçı, laik ve çoğulcu bir demokrasidir.”
‘DEVLET SİVİLLEŞTİRİLSİN’
Raporda, “devletin herhangi bir resmi ideolojisinin olmaması, devletin teşkilât ve işleyiş bakımından sivilleştirilmesi ve devlet teşkilâtının ademi merkezileştirilmesi” gerektiği savunuluyor.
Raporda yerel yönetimlere ilişkin “Yerel demokratik yönetim birimlerinin karar yetkisinin bayındırlık, tarım, sağlık ve kısmen kolluk ve eğitim hizmetlerini de kapsaması gerekir.” ifadeleri dikkat çekiyor.
2010 REFERANDUMUNA ÖVGÜ
Raporda FETÖ’yü yargıyı ele geçirmesine neden olan 2010 referandumundan da övgüyle söz ediliyor:
“Yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 1982 Anayasası’nda çeşitli değişiklikler yapılmış olması da esas olarak bu ihtiyaçtan ileri gelmiştir. Ne var ki, başta 2001 ve 2010’da yapılanları olmak üzere, bu değişiklikler toplumumuzun özgürleşme ve demokratikleşmesine hatırı sayılır katkı yapmış olsalar da, bu durum Türkiye’nin tamamen yeni bir anayasa yapma ihtiyacını ortadan kaldırmamıştır. Üstelik, bu değişiklikler yürürlükteki anayasanın iç bütünlüğünü de bozmuştur. Öte yandan, 2010 Anayasa değişikliği referandumunda ortaya çıkan seçmen iradesi karşısında, tamamen yeni bir anayasa yapmak artık ihmal edilemez acil bir görev haline gelmiştir.”
Davutoğlu Habertürk’te yaptığı açıklamalarında Ergun Özbudun’a da övgülerde bulundu, “Ergun Özbudun gibi, Serap Yazıcı gibi gerçekten Türk anayasa hukukunun en önemli duayen isimleriyle birlikte çalışıyoruz” dedi.
Özbudun da Yazıcı gibi TESEV’in yayınlarına katkı sağlayan yazar kadrosunda yer alıyor. Söz konusu “Türkiye’nin Yeni Anayasasına Doğru” başlıklı raporda Özbudun’un da imzası yer alıyor.
(veryansintv.com)