Zafer Partili Gürel: Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de ne işi vardır, ne de hakkı!
Zafer Partili Gürel: İktidara biz bu Suriye batağından çıkmanın reçetesini sunuyoruz.
Zafer Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel, düzenlenen basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Şükrü Sina Gürel, ‘’Türkiye’nin araştırma gemisi Doğu Akdeniz’de yeniden araştırmalara başlamak üzere. AB ve Yunanistan’dan tepkiler geliyor. Yunanistan’ının Doğu Akdeniz’de ne işi vardır ne de hakkı vardır. Böyle bir şey yoktur. Yunanistan ile Doğu Akdeniz konusunu ele almak uluslararası hukuku hiçe saymak demektir. Yunanistan’ın işi olmayınca sadece Kıbrıs Rum yönetimi dolayısıyla AB melese ile ilgilenebilir. O da bizim tanımadığımız bir yönetim olduğu için bizi çok fazla ilgilendirmez. AB ve Yunanistan bizim araştırmalarımıza engel olmak çabasına girerse bu korsanlıktan farklı olmayacaktır. Bu şekilde nitelendirilip gerekli cevap verilmelidir. Yunanistan’ın bugünlerde işlediği insanlık suçunu da görmezden gelmemeli. Yunanistan Ege’den giden sığınmacıların teknelerini, lastik botlarını batırarak burada bir insanlık suçu işlemektedir. Yunanistan’a ve dünyaya şunu hatırlatmayız: Biz Türkler masum sığınmacıları değil emperyalizmin uşağı, saldırgan, istilacıları denize döktür bundan 100 yıl önce. Aradaki farkı da dünya da görsün.’’ ifadesinde bulundu.
Şükrü Sina Gürel sözlerine şöyle devam etti:
‘’Dış politikada önemli gelişmeler oluyor. Asıl değinmek istediğim nokta yarınki Soçi toplantısı. Toplantı daha önce Moskova’da yapılacak ve Soçi’ye alındı. Soçi’ye alınmasının belki sembolik bir anlamı var; 17 Eylül 2018’de Soçi Anlaşması yapılmıştı. Bu anlaşma gerektiği gibi uygulanamadı. Şimdi toplantının Moskova’dan Soçi’e alınması 2018 Soçi anlaşmasının hatırlatılması içindir. Uygun da olmuştur. 2018’de ne olmuştu? 15-20km askersiz böle oluşturulacaktı. Ağır silah olmayacaktı. Türk ve Rus birlikler devriye gezecekti. Buradaki terörist gruplar silahsızlandırılıp bölgeden çıkarılacaktı. Bunlar gerçekleşmedi. Bölgede ciddi bir düzensizlik hâkim oldu. Maalesef bir Rus saldırı ile şehitler verdik. Bütün süre içerisinde Türkiye şöyle bir izlenim verdi: Bölgede üslenmiş bulunan El Kaide uzantısı Tahrir El Şam, El Nusra gibi cihatçı terör örgütlerini himaye eder bir görüntü verdik. Bölgenin çeşitli yerlerinden gelmiş bulunan cihatçı teröristler sivil halkın içine karışmış bulunuyorlar.’’ dedi.
”İktidara biz bu Suriye batağından Çıkmanın Reçetesini Sunuyoruz’
1- Yarınki Soçi toplantısında 2018 Soçi anlaşması genişletilerek ve somutlaştırılmalıdır. İçişleri Bakanı Soylu ’da şimdiye kadar sızan teröristlere karşı gerekli önlemleri almalıdır. Bunların Türkiye’ye sızmış bulunması Suriye konusunda Türkiye’nin elini kolunu bağlayan unsur olmaktan çıkmalıdır.
2- İhvancılığı ve BOP başkanlığını bir kenara bırakılıp mutlaka Beşşar Esad yönetiminde en üst düzeyde ilişki kurulmalıdır. Bu yapılmıyorsa ya iktidarın iktidarsızlığından oluyor ya da iktidarın tamamen yanlış şartlanmasından kişisel hesabından.
3- Suriye’nin toprak bütünlüğüne sahip çıktığını göstermemiz ve buna göre adımlar atmamız gerekiyor. Bizim denetimimiz altında bulunan bölgelerde süreç izlenerek Suriye’nin denetimine bırakılmalıdır.
4- Esat yönetiminin maalesef PYD/PKK ile Şam’da görüşmeler yaptığını duyuyoruz. Bu belki de Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanlış politikalarından kaynaklanan bir gelişme oluyor. Şam hükümeti ile ilişkilerimi sağlamlaştırdıktan sonra PYD/PKK muhatap almaktan vazgeçmesini sağlamamız gerekiyor.
5- Yalnız Fırat’ın batısında değil doğusunda da Suriye, İran ve Rusya ile işbirliği yaparak PYD/PKK ve onu himaye eden ABD unsurlarının karşı bir ortak mücadele ile Suriye’den çıkartılmasını ve etkisizleştirilmesini sağlamak gerekiyor.