Koronavirüsünden ölüyoruz
Dünya son yılların en büyük salgınını yaşıyor, ölüm vaka sayısı bir buçuk milyonu geçerken ülkemizde ise on beş binin üzerinde.
İlk başta basit bir salgın olarak görülen koronavirüs aslında, öldürücü özelliğe sahipmiş.
Peki, teknoloji bu kadar ilerlemesine rağmen dünyanın süper güçleri bu tehlikeyi neden görmedi?
Bu soruya verilecek çok sayıda cevap ve komplo teorisi olabilir lakin şu an salgını önlemek, ölümlerin önüne geçmek ve aşısını uygulamaya sokmak öncelikli yapılması gerekenler.
Türkiye olarak çok fazla etkilendiğimizi, fazla sayıda tespit edilmemiş pozitif vaka olduğunu yetkililer dillendirmeye başladılar.
Her zaman olduğu gibi korona ile mücadelede siyaset ve bilim karşı karşıya geldi ve suçlu bilim oldu ama her geçen gün çok fazla insanımızı korona virüsünden kaybetmeye devam ediyoruz.
Oturduğum mahallede son iki günde yedi defa cenaze selası verilirken sosyal medya taziye evine dönmüş durumda, hastanelerin yoğun bakımları dolu, Bursa’dan Kocaeli’ne hasta sevk edildiğini duyuyoruz.
Devlet yönetimi hafta sonları sokağa çıkma yasağı uyguluyor olsa da korona ile mücadele ipin ucunu kaçırmamak için sağlık çalışanları, var güçleriyle görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
Hemen hatırlatmış olalım; son günlerde çok sayıda sağlık çalışanını da korona yüzünden kaybettik.
Uzmanlar yirmibir günlük tam kapanmayı önermesine rağmen işin ekonomik boyutundan dolayı yönetim iki günlük sokağa çıkma yasağı ile mücadeleye devam ediyor.
Türk Tabipler Birliği ve bazı bilim insanlarının korona ile mücadele kapsamında yapmış oldukları açıklamalar yine bilim ile siyaset çatışmasına takılmış durumda. Bursa’dan Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın açıklamalarına görev yaptığı üniversite yönetimi soruşturma başlattı.
Oysa Pala açıklamasında bilim insanı olarak, “Türkiye’de henüz salgının tepe noktasını görmediğimizi düşünüyoruz. Ben 2-3 hafta kadar önce tepe noktasının 20-27 Nisan arasında gözlenebileceğini, ondan sonra bir azalma olacağını ve Haziran’ın 2. haftasına kadar da sönümleşeceğini tahmin ettiğimi yazmıştım. Bu tahminin ne kadar geçerli olacağını bu hafta hep birlikte göreceğiz” açıklamasında bulunmuştu.
Tedbirlere uymadığımız için sevdiklerimizi kaybetmeye devam ederken, sokağa çıkma yasağını çiğnemek için neler yapmıyoruz ki.
Geçtiğimiz Pazar günü gençleri sohbet ederken gördüm ve maskeleri yoktu, üzüldüm. Oysa aldıkları eğitimlerde en iyi onların salgınla mücadele etmesi gerekmez mi?
Ya marketlerdeki hallerimize ne demeli, sanki kıtlığa giriyoruz.
Ölüyoruz hasılı kelam korona virüsünden.
Dünyada bir buçuk milyon insanın ölümüne sebep olan salgın hastalıkla mücadelemizde yine en büyük düşman olarak karşımıza 2020 yılında cehaletin çıkması ne kadar acı bir gerçek.