Ağaç köklerinden sanat: Şeref Ruhi Aydın
”Sanat var olmasaydı, gerçeğin kabalığı dünyayı katlanılmaz kılardı.” (G. Bernard Shaw)
Sanat; his, duygu ve yaratıcılığın özgürce sergilenmesidir.
Sanatçı ise, cesareti, azmi, duygu yoğunluğunu ve farklılığını eserlerinde korkusuzca yansıtan kişidir.
Toplumsal değerler, hayal gücü ve yaratıcılık olgusu güzel bir eserin ortaya çıkmasını sağlar.
Sanat ve sanatçı ikilemi, toplumsal önderlikte örnek rol model teşkil etmek zorundadır.
Sanatçının belli bir kalıplaşmış öngörüsü olmadığı için, sanatsal eserlerine kendi duygu yoğunluğunu, kısaca ‘özgünlüğünü’ yansıtmak zorundadır.
Benim için de tanımaktan mutlu olduğum ressam, sevgili abim, Şeref Ruhi Aydın, gerçek bir sanat emekçisidir.
Eserlerinde özgün tasarım ve farklılıkları yansıtması ve siyasal duruşu sebebiyle sürgünlere uğramış gerçek bir sanatçı.
***
Şeref Ruhi Aydın’ı, daha yakından tanımak ve eserlerini hissetmek amacıyla kendisini, sevimli ve huzur veren Balat’taki ‘Kökler Sanat Atölyesi’nde ziyaret ettim.
Kısaca, Şeref Ruhi Aydın kimdir ve neler üretmektedir? şeklindeki soruların cevabını sizlere sunmak istedim.
Benim de Ankara doğumlu olmam sebebiyle, 1947 Kızılcahamam / Ankara doğumlu, Şeref Ruhi Aydın’ı tanımaktan dolayı çok mutlu oldum.
1968 yılında Ankara Erkek İlk Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra, Çamlıdere ilçesinin / Ankara, Çamköyü’ne öğretmen olarak atanır. Bu köyde resim çalışmalarına ağırlık verir. Ayrıca çeşitli ilginç ağaç köklerini şekillendirip, sanatsal vizyonunun ilk örneklerini yaratır.
1973 yılında, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü resim bölümünü bitirir. Anadolu’muzun birçok yerinde (Kahramanmaraş/Burdur) öğretmenlik yaptıktan sonra ‘sürgün’ olarak Beypazarı/Ankara’ya atanır.
Daha sonra sırasıyla Bursa, Gazcılar’daki Devrim Ortaokulu ve emekli olacağı Çınar Lisesi’nde görev yapar.
1980’li yılların başlarında, sahil yeri Kumla’da çadır kurup, basit bir masa üzerinde, ağaç üzerine isim yazılı anahtarlıklar yaparak, kısmen de olsa ticari hayata atılmış olur. Günlük, 80-100 adet arası sattığı bu anahtarlıklar sayesinde hem tatil yapmış, hem de para kazanmıştır.
Yine o yıllarda, benim de öğrencisi olduğum eski adıyla Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin (BİTİA) hemen bitişiğindeki Altıparmak semtindeki meşhur ‘Burç Pasajı’nda işyeri açar. Yaklaşık 30 yıl boyunca ‘Kökler’ firması adı altında resim, takı, el yazmalı şiirler, aksesuarlar, hediyelikler vb. özgün eserlerini sergiler.
Burç Pasajı, eğlence yerlerinin merkezi olan Kültürpark’ın hemen yakınında olması sebebiyle, Bursa’nın en canlı ve atmosferi en yüksek yeridir.
Benim de çok kez gidip alışveriş yaptığım Burç Pasajı, ne yazık ki günümüzde sessiz, sakin ve heyecansız varlığı ile bizlerin hafızalarında hayal kırıklığımızdır.
Şeref Ruhi Aydın, Almanya’da 4 olmak üzere güzel ülkemin birçok yerinde, kişisel ve karma sergilerde eserlerini sergilemiştir.
Resimlerinde, suluboya ve guaj boya ile içindeki güzellikleri yansıtmak ona huzur ve mutluluk vermektedir.
El emeği resim ve heykellerinin sıcak ve sevimli, kısacası ‘güzel’ olmasını isteyen sanatçının aşağıdaki söylemi çok hoşuma gitti;
”Resim alırken, mutlaka şunu düşünürüm.
Bu resmi aldığımda duvardaki resme, devamlı bakabilir miyim?”
İşte, tüm yaşamın özeti bu bakış açısı olmalı…
Ne dersiniz…
Olaylara, sanatsal ve bilimsel açıdan bakan, sanat ve yaşam tarzından ödün vermeyen, Anadolu’muzun sıcaklığını yansıtan gerçek bir sanat emekçisi.
Kendine özgü, göze hoş gelen, sıcak ve sempatik duygular yaratan eserlerini takip etmek amaçlı ‘Kökler Sanat Atölyesi’ni ziyaret etmek isterseniz, lütfen vakit kaybetmeyin, benden söylemesi…
Karşılıklı sohbetimizde, daha birçok anılara şahit oldum. Ama inşallah başka bir yazımda kaleme almak üzere, teşekkürler…
”Pablo Picasso, bir sergisi sırasında kendisine; ‘Bu resmi siz mi yaptınız?’ diye soran bir Alman generaline, ‘Hayır, siz yaptınız!’ cevabını vermiştir.” (Slavoj Zizek)
Güzel ülkemde; ”Böyle sanatın içine tükürürüm” diyen zihniyetten, Picasso’nun verdiği yanıtın örnek olması dileğiyle…
Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…