Keşke olmasaydı!
Devlet işleyişinde ‘keşke’ diye bir anlayış yoktur. Tek bir gerçek vardır; devletin al-i menfaatleri.
Günümüzde devlet geleneklerine farklı bakan bir anlayış iktidarda ve birçok konuda özellikle dış politikada fetret dönemi yaşıyoruz. Zamanından önce yapılan siyasi hamle ve duygusallıklar şimdi önümüze dünyanın küresel gücü tarafından konuyor, tam anlamıyla evet dememiş olsak dahi yutkunuyoruz.
Dünyanın yakından izlediği 2020 ABD başkanlık seçimlerinde kaybeden aday Donald Trump lehine açıklamalarda bulunanların önüne, kayıtlarda bulunan dosyalar tek tek gelmeye başladı, Türkiye’nin önüne ilk gelen dosyalar Hakan Atilla ve Mısır dosyası.
ABD’nin 59. Başkanı Joe Biden’nin Türkiye’ye yönelik açıklamalarından Reza Zarrab dosyasını devamlı sıcak tutmasından sonra Türkiye- ABD arasında üç aydır ciddi görüşme trafiğinin olduğu ve 2021 Mart ayında yapılması beklenen mahkemenin 3 Mayıs 2021 tarihine ertelendiği, iki ülke arasında ilişkilerin yeniden sıfırlandığını anlamak mümkün.
Eski Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, ABD’de 2018’de görülen davada, “ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı’nı dolandırmak için kumpas kurma”, “Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı (International Emergency Economic Powers Act) delmek için kumpas kurma”, “bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma”, “bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma”, “kara para aklamak için kumpas kurma” suçlarından suçlu bulunmuştu ve mahkeme günü yaklaşınca bulunduğu görevden kendi isteği ile istifa ettiği haberi yayımlandı.
Yurt dışı basında ise haber, “Borsa İstanbul’un genel müdürü, eski bankasının İran’ın yaptırımları delmesine yardımcı olduğu iddiaları nedeniyle ABD’de yargılanması öncesinde istifa etti. Atilla’nın görevden alınması, Joe Biden’ın yeni yönetimiyle ilişkileri iyileştirmek isteyen Erdoğan’ın Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmazlığı gidermek için sembolik bir jest olabilir” şeklinde yer aldı.
Hatırlatmış olalım; 2020 Kasım ayından önce Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal‘ın görevden alınması Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevinden ‘istifa’ etmesi, Türkiye’nin yeni ABD yönetimine uyum hamleleri olarak değerlendiriliyor.
Yeni ABD yönetiminin iki önemli hamlesinin olduğunu görüyoruz; Biri Türkiye, diğeri Mısır… Çünkü her iki ülkenin Rusya ile yaptığı silah anlaşmaları var. Türkiye S400 füzeleri alırken, Mısır ise milyar dolarlık silah anlaşmaları yaptı. Rusya’nın Suriye’den sonra Mısır’da askeri üs kurma çabaları ise ABD’nin bir başka kâbusu olarak görülüyor.
ABD-Türkiye ilişkilerine gelince çok fazla bir şeyin değişeceği düşünülmüyor. Her ne kadar Halk Bank davası gündemde tutuluyor olsa da ABD; Ortadoğu, Körfez ülkeleri ve Rusya’ya karşı kurulacak ittifak çerçevesinde Türkiye’den istediğini alacaktır. Davalar ise göstermelik olarak uzun vadeye yayılacak.
Dün ABD’nin kaybeden adayı Donald Trump’un yanında olup kazanan adayın karşısında olmak, Mısır’da Mursi’den yana olup mevcut Cumhurbaşkanı Sisi’ye karşı olmak ve şimdi keşke olmasaydı demenin kime faydası var.
Devlet işleyişinde ‘keşke’ diye bir anlayış yoktur, tek bir gerçek vardır; devletin al-i menfaatleri…