‘Gökçen’lerin Paşası Kemalettin Sami Bey
Kimi halklar vardır ki tarihin ağır yüküyle yaşarlar, tarihte yaşananlar bu günü de teslim alır, o halkların bu günkü nesilleri için tarihe karşı bir sorumlulukları vardır.
Bu tarihi sorumluluğu yerine getiren Bursalı sanayici Mehmet Memduh ve oğlu Celal Gökçen.
Memduh Gökçen’in babası Hamdi Sami Bey, Cumhuriyet sonrası Bursa’nın ilk sanayicilerinden, Hamdi Sami Bey’in ailesi kendisi gibi Sinop doğumlu, aile kökleri Balkanlardan Karaman bölgesinde Avşar boyuna kadar gidiyor.
Gökçen soyadını tarihe yazdıran isim ise Bursalı sanayici Hamdi Sami Gökçen’den on beş yaş büyük ağabeyi Balkan ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarından emekli Korgeneral ve Büyükelçi Kemalettin Sami Gökçen’dir.
Yapımcılığını Gökçen ailesinin, yönetmenliğini meslektaşımız Dilek İlhan’ın üstlendiği “Paratoner Kemalettin Sami Gökçen” belgeselini izleyene kadar tarihin arka sayfalarında kalmış, vefatına kadar devletine hizmet etmiş büyük komutan ve diplomat Kemalettin Sami Bey’in, Gökçen ailesinin bir ferdi olduğunu bilmiyordum.
Savaş tarihini genelde başkomutanlarının isimleriyle biliriz ama işin aslı öyle değildir, nice ismi anılmayan kahramanlarımız vardır. İşte onlardan bir tanesi Kemalettin Sami Gökçen.
Öğrenci sicil künyesinde; “Okul numarası: 1659- Yaşı: 13 – Adı: Kemalettin Efendi – Baba Adı: Abdurrahman, Memleketi: Sinop Kefevî, İkameti: Kasımpaşa. Hastalığı tahsiline mâni’ olduğundan hüsn-i rızâsıyla terk-i tahsîl etmiştir, 3 Teşrîn-i evvel 1317 (16 Ekim 1901). Topçu Mektebine yazılmış. El-yevm (bugün), erkân-ı harb zâbitidir. Merhum Süleyman Paşa’nın akrabasıdır. Berlin Sefîr-i Kebîri (Büyükelçisi) iken ölmüştür” kaydı bulunmaktadır.
Kemalettin Sami Bey, Harp okulunda iki sınıfı birden okumuş ve genç yaşında İstihkam ve Topçu Kurmay Yüzbaşı olarak 1908 yılında Harp Akademisinden mezun olur. Müşir Mehmed Zeki Paşa’nın komuta ettiği 4. Ordu’nun 22. Topçu Alayının 3. Bataryası Komutanı olarak tayin edilir.
1911 yılında Trablusgarp Savaşı’nın başlamasıyla balkanlarda baş gösteren isyanlar yeni bir savaşın habercisiydi. Kemalettin Sami Bey, Kurmay Yüzbaşı olarak Balkanlar’da bulunan Esat Paşa’nın komuta ettiği Mürettep Yanya Kolordusunun Kurmay Subaylığına 20 Ekim 1911 yılında tayin edilir. Kısa zamanda Harekat 1. Şube Müdürü olur, bu görevdeyken 29 Eylül 1912 tarihinde sağ kolundan yaralanır ve bir daha kolunu kullanamaz fakat askerlik görevine devam eder, arkadaşları “Çolak Kemal” lakabını takarlar.
Erkan-i Harbiye-i Umumiye Reisi Bağdatlı Mehmet Hadi Paşa tarafından 15 Aralık 1913 tarihinde Erkan-ı Harbiye İstihbarat 2. Şube Müdür Yardımcısı olur. Çanakkale savaşında Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu emrindeyken ağır yaralanır Genel Karargaha gönderilir. Kemalettin Sami Bey için yeni bir dönem başlar ve hanedanın gözüpek askeri Şehzade Ömer Faruk Efendinin öğretmeni olur. İki defa Almanya seyahati yaparlar, ikincisinde Veliaht Şehzade Vahdettin, Mustafa Kemal ve Naci Paşa vardır.
Osmanlı’nın son dönemleridir; İstanbul ikinci kez 16 Mart 1920 sabahı işgal edilir. Bu sefer İngilizlerin hedefinde yönetime el koymak ve İstanbul’da bulunan 10. Kafkas Tümeni vardır, İngilizler ilk Tümen ve Mızıka Takımının bulunduğu koğuşa sabah saat 05.45 sularında baskın yapar, uyumakta olan Türk askerlerinin üzerine ateş açarlar dört askerimiz şehit olur. İngilizlerin aradığı isim ne şehit edilen askerlerin içindedir, ne yaralı olanların içindedir. Aradıkları isim 10. Kafkas Tümen komutanı ve Karakol Cemiyeti kurucularından Kurmay Albay Kemalettin Sami Bey’den başkası değildir.
İstanbul’un işgali sırasında Kemalettin Sami Bey Erkanı Harbiye Reisi Fevzi Paşayla birlikte Anadolu’ya sevkiyatı yönetirler. 21 Nisan 1920 tarihinde Fevzi Paşa Ankara’ya hareket ettiğinde İstanbul’da üst düzey kalan subaylardan biri Kemalettin Sami Bey’dir ve 22 Kasım 1920 tarihinde o da İstanbul’dan ayrılır. 26 gün sonra Ankara Garnizon ve 1. Tümen Komutanı görevine getirilir.
Şehzade Ömer Faruk Efendinin Kurtuluş Savaşına katılma isteğini İsmet Paşa ve Mustafa Kemal’e ulaştıranlardandır Kemalettin Sami Bey, fakat bu isteği Mustafa Kemal tarafından ikilik çıkma ihtimalinden dolayı kabul görmez.
Kurtuluş savaşının komutan kademesi oluşturulurken Ankara’ya gelen bazı komutanlar verilen görevleri çeşitli bahanelerle geri çevirirler, komuta kademesinde kriz oluşur ama kısa sürer. Sıkıntılı isimlerin başında gelen Nurettin Paşa, 1. Ordu Komutanı olur, emrindeki 4. Kolordu Komutanlığına ise Kemalettin Sami Bey verilir ama kısa zamanda fikir ayrılığına düşerler.
Mustafa Kemal Paşa Nutuk’ta “Verdiğim emirlere göre tedbirler alınıp gerekli uygulamalara geçilirken, Ordu Komutanı Nurettin Paşa yanımda duruyor ve durumu seyrediyordu. Bir aralık, kolordu komutanını benim yanımdan uzaklaştırarak bazı emirler vermeye kalkışmış. Kolordu Komutanı bu emirleri uygulanabilir nitelikte bulmamış; ordu komutanı ile kolordu komutanı arasında neredeyse saygısızca bir çatışma durumu ortaya çıkmış. Kemalettin Sami Paşa, Nurettin Paşa’nın yanından biraz sertçe bir muamele ile ayrılmış. Bu durumun farkına vardım. Kemalettin Sami Paşa’yı yanıma çağırıp, sükûnet ve disiplini koruması gerektiğini söyledim. Daha sonra, yalnız olarak Nurettin Paşa’yı çağırttım. Genel olarak bazı sorular sordum ve anlatmak istedim ki, kolordu komutanına verdiği emrin gerçekten de uygulanması mümkün değildir. Komutanlar, emir vermiş olmak için emir vermezler. Gerekli, uygulanabilir olan hususları emrederler ve emir verirken, kendini, o emri yerine getirecek olanın yerine koymak ve emrin nasıl yerine getirilip uygulanacağını düşünmek ve bilmek gerekir” diye anlatır.
Büyük taarruzun önemli 4. Kolordu Komutanı Kemalettin Sami Paşa emrine 11. Tümen (Ahmet Derviş), 12. Tümen (Osman Nuri Koptagel), 5. Kafkas Tümeni (Halit Akmansü) ve 8. Tümen (Kazım Sevüktekin) verilir. Afyonkarahisar’ın güneyindeki Kaleciksivrisi, Erkmentepe, Belentepe, Tınaztepe hattı 4. Kolordunun görev alanı içindedir.
Mustafa Kemal, Nutkunda “27 Ağustos sabahı 4. Kolordu Komutanı Kemalettin Paşa’nın başında olduğu askerimizin saldırısı sonucunda 1310 rakımlı Erkmentepesi alındı ve düşman, kuzey ve kuzeybatıya doğru atıldı. Askerimiz yarılan düşman cephesinden ilerleyerek 27 Ağustos günü öğleden sonra saat 5’te Afyonkarahisar’a girdi. Düşmanın önemli kuvvetleri müstahkem noktalardan atılmış ve düşman artık açık alan savaşına mecbur edilmişti” diye anlatır.
Kemalettin Sami Bey, 31 Ağustos 1922 tarihinde Mirliva (Tuğgeneral) rütbesine, 1926 yılında Ferik (Korgeneral) rütbesine terfi etti ve 24 Eylül 1928 tarihinde ordudan emekli oldu. II. Dönem TBMM’de 23 Haziran 1923 ve 16 Ağustos 1924 tarihleri arasında Sinop Mebusluğu yaptı, iyi derecede Almanca ve Almanya’yı bildiğinden 1924 yılı Eylül ayında Berlin Büyükelçisi olarak atandı ve on yıl aralıksız bu görevi yerine getirdi. Ayrıca 1930-1933 yılları arasında Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi Başkanlığı görevini yürüttü. Berlin sefirliğinde Kemalettin Sami Bey, kardeşi Hamdi Sami Gökçen (Bursalı sanayici) ile yakından ilgilenmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun fermanı ile 1893’te Mısır hidivi olarak atanan II. Abbas Halim Paşa’nın kızı Prenses Emine Sultan ilk evliliğini II. Abdülhamit’in oğlu Şehzade Hayri Abdürrahim ile 4 Mayıs 1919 yılında yapar. 26 Eylül 1923 yılında ayrılırlar, bu evlilikten Mihrimah Selçuk Sultan doğar. Kemalettin Sami Bey prenses Emine Sultan ile 23 Nisan 1925 yılında evlenir, 1926 yılında kızları Ayten Sami Gökçen doğar, prenses Emine Sultan 1978 yılında vefat eder.
15 Nisan 1934 tarihinde Kemalettin Sami Bey, Berlin’de geçirdiği bir ameliyat sonrası vefat eder ve İstanbul’da 10. Kafkas Tümeni komutanıyken İngilizlerin şehit ettiği Türk askerlerinin bulunduğu 16 Mart Şehitliği’ne defnedilir. Sonrasında mezarı 1988’de Ankara’daki Devlet Mezarlığı’na nakledilir. Öldükten sonra ailesi “Gökçen” soyadını alır, Kemalettin Sami Beyin eşi Prenses Emine Sultan İstanbul’a yerleşir.
Prenses Emine Sultan, babası Prens Abbas Halim Bey’in yakın dostu İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un hastalığı ile yakından ilgilenir ve tüm hastane masraflarını üstlenir.
Mehmet Akif Ersoy, hastane çıkışında Kemalettin Sami Bey ve Emine Sultan’a ait Galatasaray’da bulunan Mısır Apartmanı’nda bir daireye yerleştirilir ve tedavisi ihtiyatla yaptırılır ama 27 Aralık 1936 yılında vefat eder. Prenses Emine Sultan evini Mehmet Akif Ersoy’a açtığı için devlet tarafından uzun süre takip edilir.
Kemalettin Sami Bey, 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya köşkündeki yemekte Cumhuriyet’in ilanını ilk duyanlardandır.
Yakın tarihimizde nice kahramanlar var; ismi bilinmeyen, sizlere sadece birini anlatmaya çalıştım. Gökçen ailesi amcalarına olan vefalarını, hakkında yaptıkları bir belgeselle ödemeye çalıştılar ve tarihe not düşmüş oldular.
Tarihi seven biri olarak Kemalettin Sami Gökçen belgeselini izledikten sonra iki satır karalamak, pazar sohbeti niyetine iyi geldi.
Kahramanlarımızın ruhları şad olsun…