Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Kurtuluşu
1.5 milyar İslam dünyası adeta yok hükmünde. Kudüs’te, Doğu Türkistan’da, Arakan’da zulmü seyrediyor. Müslümanlar ise ırk, mezhep, kabile, aşiret, tarikat gibi etnik, ideolojik ve siyasi nedenlerle bir araya gelemiyor. Tevhid’de buluşup ümmet olamıyoruz. İsrail ve işgalci emperyalistler de bu boşluğu çok iyi kullanıyor. BM, AB, NATO gibi küresel güçlere hizmet eden yapılardan zaten bir şey beklemiyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, Türk Konseyi, D-8, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi artık harekete geçin, neyi bekliyorsunuz.
***
Tüm Müslümanlar için mübarek olan Ramazan ayı ve bayram boyunca meydana gelen olaylardan ve Kudüs-ü Şerif’in dokunulmazlığının ihlal edilmesinden duyduğumuz üzüntü ve endişeyi kelimeler ifade etmeye yetmiyor. Filistin yönetimi de Türkiye’ye ve Türk dünyasına büyük yanlışlar yapmıştır. Zamanı gelince hesabı sorulacaktır. Burada mevzu; işgalin durdurulmasıdır. Öncelikle, masum halka zulüm ve Mescid-i Aksa’da işgale dur demek için bütün ilgili ve yetkilileri göreve davet ediyoruz. Artık kınama değil, hareket ve icraat bekliyoruz.
İslam Barış Gücü neden kurulmuyor. Neden Kudüs’te, Doğu Türkistan’da, Kırım’da, Karabağ’da, Suriye’de, Yemen’de, Arakan’da, Libya’da görev almıyor? Mescid-i Aksa’da ibadet eden sivillere karşı İsrail işgal kuvvetlerinin silahlı ve orantısız güç kullanmasını kınamak yetmez, artık durdurmalıyız. İsrail işgal yönetimini, işgali durdurması, yerleşim yerlerini boşaltması, tazminat ödemesi ve sivillere yönelik saldırılarını sonlandırması için adım atarak zorlamalıyız ve baskı altına almalıyız. Merhum Başbakan Necmettin Erbakan Hoca’nın güzel bir sözü var; İsrail laftan değil, güçten anlar.
***
Ortadoğu’da bir asırdır devam eden zulüm, işgal ve insan hakları ihlali, Kudüs’te güvenlik ve istikrarı yok etmiş, masum insanların hayatlarını kaybetmelerine neden olmuştur. Her ramazanda yapılan zulüm bu defa çok daha büyük bir katliama dönüşmüştür. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, mağdurların ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bir an önce işgalin sona ermesi için bütün “İslam Dünyası”nı ve bütün mazlum milletleri bu konuda ivedi göreve davet ediyoruz.
Bizim de elbette yapmamız gerekenler var. Öncelikle; ümmet olmalıyız. Küçük hesapları bırakmalıyız. Ayrılıkları değil, ortak değerleri ön plana çıkarmalıyız. Birlik olmalıyız, çok çalışmalıyız. Bir birimize karşı sevgi ve saygılı davranmalıyız. İlim, bilim, teknik ve teknolojide ilerlemeliyiz. Ekonomi, gıda, tarım, sağlık, savunma sanayi, enerji, bilişim, eğitim bu alanlarda çok iyi olmalıyız. Ekonomide üretip ihraç etmeliyiz. Faizsiz ekonomi modeli geliştirmeliyiz. Ortak ekonomik pazar ve ortak savunma sistemi kurmalıyız. Bunu bugün yapmazsak sürekli bu işgalleri izlemeye devam ederiz.