ABD’nin altın hilal operasyonu
Uyuşturucu üretim ve dağıtım bölge ülkelerine, altın hilal bölgesi deniyor. Afganistan, Pakistan ve İran, hemen yakınımızdaki merkezlerden…
Dünya uyuşturucu üretiminde altın hilal ve altın üçgen olarak adlandırılan Laos, Tayland, Burma ile Güney Amerika ülkelerinden Peru, Guatemala, Kolombiya, Meksika, orta Asya ülkelerinden Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan başlıca ülkeler olarak biliniyor.
Türkiye, uyuşturucu merkezlerinin içinde olmamakla beraber transit ülke konumunda bulunuyor ve son zamanlarda yapılan uyuşturucu operasyonları bu tezi bir kez daha doğrulamış oluyor.
Dünyanın uyuşturucu üretiminde ilk sırada bulunan Afganistan’dan ABD yirmi yılın ardından çekilme kararı aldı. Fakat paralı askerler halen yerlerini koruyorlar. Oysa ABD, Afganistan’ı 1979 yılındaki Rus işgaline karşı desteklemişti ama aradan geçen zamanda Afganistan dünyanın en büyük afyon üreticisi oldu.
Dünyanın en büyük altın hilal bölgesinden (uyuşturucu) ABD’nin çekilmesi; hem de Taliban ile anlaşma yaparak bölgeden ayrılması aslında altın hilal operasyonundan başka bir şey değil.
ABD’nin şu an en büyük rakibi ekonomik ve teknik olarak Çin ve Çin’i zayıflatmak için Afganistan’da Taliban’la anlaşarak aşırı dinci DEAŞ, IŞİD ve Al Kaide militanlarının Afganistan, Pakistan ve Çin sınır bölgesine ulaşmalarını sağlıyor.
ABD, Çin’i zayıflatmak için aşırı dinci örgütleri Uygur Türklerinin Çin’e karşı oluşturdukları gruplara dâhil etmeye başladı. Suriye’den Irak’a kaçan aşırı dinci militanlar hava yoluyla Afganistan’ın Kandehar Uluslararası Havalimanı’na gönderiliyor.
Doğu Türkistan olarak bilinen Çin’e bağlı Şincan Özerk Bölgesinde yaşayan Uygur Türkleri şu an Çin hâkimiyeti altında yaşıyorlar.
Çin hâkimiyeti altındaki Uygur Türkleri, 1930 yılında bağımsızlık hareketi başlattılar ve 1933’de Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kuruldu, fakat 1949’da Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun işgaliyle bağımsızlıklarını kaybettiler. O tarihten beri Çin yönetiminden bağımsızlık talebinde bulunan Uygur Türkleri, Çin’deki başka bölgelere göçe zorlandıkları ve topraklarına Çin’in en büyük etnik grubu olan Han nüfusu yerleştirildiği gerekçesiyle dünya kamuoyu önünde protestolarını sürdürüyor.
ABD, Ortadoğu’da yaptığının aynısını bu bölgede uygulamak istiyor elbette, zira trilyon dolar uyuşturucu kara paranın döndüğü ve dünyanın ikinci lityum rezerv bölgesinden çıkmasını düşünmek akıllıca olmaz kanaatindeyim.
ABD, Uygur Türk bölgesi üzerinden Çin ve Rusya’yı rahatsız etmek istiyor aşırı dinci terör örgütleriyle lakin hem Çin, hem Rusya bu örgütlere karşı hedef gözetmeksizin imha yapacaklardır. Zira Suriye’de Rusya, IŞİD militanlarını yok etmek için sivilleri öldürmekten çekinmedi.
Türkiye, yeni oyunun dışında kalmamak için Afganistan Kabil Havaalanını işletmek istiyor ama asıl işleyen havaalanı Kandehar ve paralı askerlerin kontrolünde bulunuyor.
Dünyanın yeni çatışma bölgesinin altın hilal olacağı uzmanlar tarafından aleni açıklanıyor. Rusya ve Çin, askeri birliklerini bölgede güçlendirmeye başladı ve Çin’in Kabil Büyükelçiliği, vatandaşlarına “Afganistan’ı terk edin” çağrısında bulundu. Rusya Dışişleri, “Afganistan’ın kuzey bölgelerinden Orta Asya’daki müttefiklerimizin topraklarına ‘taşan’ gerilime karşı koymak için mevcut tüm imkânları kullanacağını belirtebiliriz” açıklamasında bulundu.
ABD, ‘bölgeden çıkıyorum’ açıklamasına rağmen gerginliğin ciddi arttığını görmek mümkün. İşin acı tarafı ise masum Uygur Türklerinin kullanılacak olması. Türkiye, Çin ile karşı karşıya gelmemek için sessizliği tercih ediyor ama çatışmalar başladığında bölgede dengeler tümden değişecektir.