Mahalle yanarken!

Mahalle yanarken yangını görmezden gelip mahallenin neden yakılmak istendiğini öğrenmek yerine saçını taramayı marifet sayanlar sosyal medyada iş başındaydı.

Türkiye’de 3 gündür yangınlar devam ediyor, ekipler var gücüyle müdahale ederken yeni bölgelerde yangınlar çıkıyor, en son Adana’nın Aladağ ilçesinde çıkan yangın rüzgârın etkisiyle giderek büyüyor.

Devlet yangınlara müdahale ediyor etmesine ama bölgedeki halk yetkililere oldukça tepkili. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 4 kişinin hayatını kaybettiği memleketi Antalya Manavgat ilçesinde, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 3 tane mi uçağı var?”, “Türk Hava Kurumu’nda 10 tane uçak var, hepsi yatıyor”, “Konu senin yaşın değil. Ne amcası, ne abisi? Memleket yandı” eleştirilere maruz kalırken Instagram’da yayınlanan videoda Çavuşoğlu’nun yuhalandığı ve üzerine su atıldığı görüldü.

Doğal afetlerde devlet yetkililerinin krizleri yönetme konusunda zorlandığına hep şahitlik ettik, söyledikleri sözler, takındıkları tavırları öfkeli insanları daha da öfkelendiriyor.

Memleketimizde yangınlar ciğerlerimizi yakıyor, geleceğimizi yakıyor fakat sözüm ona kanaat önderleri öyle açıklamalarda bulunuyorlar ki ‘mahalle yanarken’ demekten başka söz kalmıyor.

Örneğin  Cübbeli Ahmet Hoca, “Hadîs-i Şerîf’te: “Yangın gördüğünüz zaman tekbir getirin, zira tekbir gerçekten onu söndürür” buyuruluyor. (İbnü’s-Sünnî, Amelü’l Yevm, rakam: 289-292)” paylaşımında bulunarak bu ortamda bir tartışma başlattı. Sonrasında ise “@c_ahmethoca Dün tekbîr getirmekle ilgili attığım tweet; insanlara bir an evvel yangında ne okuyacaklarına dâir bir zikir telkîn etme amacıyla acele olarak atılmış bir tweettir” paylaşımında bulundu ve “Sözün uzunu ahmağa söylenir” kâidesince bizim paylaştığımız hadîs-i şerîfe îtirâz edenler ancak kötü niyetli kimseler olabilir. İzmir Marşı okununca yağmurun durduğuna inananlar, tekbîr getirilince Yüce Allâh’ın yangını söndüreceğine neden inanmıyorlar” dedi. Ah Ahmet Hoca ah, ne diyeyim. Bu arada Diyanet İşleri Başkanı’nın Antalya’da yağmur duasına gideceği duyuruldu ama memleket yanıyor beyler memleket….

Manevi dünyamızda bu tartışmalar yaşanırken yangın bölgelerinde halk bulabildikleri su bidonları veya kazma kürekle yangına koşuyor. Yangın bölgelerinin belediye başkanları halkı göreve çağırıyor.

Yangınlar devam ederken bir başka anlamsız tartışma, Tarım ve Orman Bakanı ile THK arasında geçiyor. Bakan Pakdemirli, “Tüm yangınlara 3 uçak, 9 İHA, 1 insansız helikopter, 38 helikopter, 680 arazöz, 55 iş makinesi ve tüm kamu kurumlarından 4 binin üzerinde personel ile mücadelelerimize devam ediyoruz. Burada devletin tüm kurumları var. Maalesef bu konuyu istismar etmeye çalışıp uçaklar üzerinden bir şey söyleyebilir miyiz diyorlar. Coğrafyaya göre uçak değil de helikopterin daha iyi olduğu kararı alınmış. Bizim THK ile sorunumuz yok. Bu uçaklarla ilgili problem var. Bu uçak, uçabilecek kapasitede değil. Uçsa bile performans verebilecek kapasitede değil. Hala antikacı dükkânı gibi 1960’lardan kalma uçakları kullanalım tarzı açıklama yapılıyor. THK ile problemimiz yok, olmaz da. Yani envanterimizde yangın söndürme uçağımız yok, envanterimizde yangın söndürme helikopterimiz yok. Bu ezelden beri böyle ancak envantere de uçak alımı ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla çalışmalara başladık. İhalesini de inşallah bu sene içerisinde tamamlıyor olacağız” açıklamasında bulundu.

Yangınların olduğu akşam nikaha gittiğini açılayan THK Kayyum Heyeti Başkanı Aşcı, ”THK’nın elinde şu anda 6 tane uçak var, kullanılabilir durumda fakat bunların bakımları yapılmadığı için uçabilir halde değiller” dedi.

Eski THK pilotları ise tam tersini söyleyip, ”göreve hazırız” açıklamasında bulundular. Ayrıca maddi yardımda bulunduğumuz Ukrayna, iki adet uçağını Türkiye’ye yangınla mücadele için gönderdi.

Marmaris’teki yangında, söndürme ekiplerine motosikletiyle su taşıyıp yardım ederken 25 yaşında Şahin Akdemir hayatını kaybetti.

Mahalle değil; memleket yanıyor, ormanıyla insanıyla geleceği ile…