Mide koruyucular
Hastalarımın bir kısmı, özellikle birkaç ilaç kullanmakta olan hastalar, o ilaçların yanında ”mide koruyucusu” olarak tanımladıkları bir ilacın yazılmasını da bekliyor. Mideye dokunma olasılığı olan ilaçlar özellikle ağrı kesici ilaçlardır. Asetil salisilik asit (en tanınmış adı ile Aspirin) de midede yan etki yapabilir. Kullanılan ilaç ne olursa olsun birlikte mide koruyucusu adı verilen ilaçlardan kullanmak şartmış gibi bir algı olsa da bu konuyu hekime bırakmakta yarar var.
Hastalarımızın ‘mide koruyucu’ olarak tanımladıkları, biz doktorların PPİ (Proton Pompası İnhibitörü) olarak tanımladığımız bir grup ilaçtan söz etmek istiyorum bu makalemde. Bu gruptaki ilaçlar sadece ülkemizde değil dünyada da en çok kullanılan ilaçlar arasındadır.
28 Eylül 2020 tarihli The Journal Gut dergisinde yayınlanan bir gözlemsel çalışmaya göre PPİ grubu ilaçların kullanım süresi uzadıkça diyabet riskinin arttığı görülmekte. Bu nedenle bu ilaçları 2 yıl ya da daha uzun süreden beri kullanan kişilerin diyabet bakımından düzenli şekilde kontrol olmaları önerilmekte.
Bu ilaçların düzenli kullanımı ile bağırsaklardan kalsiyum emilimi azaldığı için paratiroid hormonu üretiminin arttığı (sekonder hiperparatiroidizm) ve bunun sonucunda kemik kaybının arttığı (osteoporoz) kabul edilmekte.
PPİ ile mide kanseri riskinin arttığına dair bilgiler çelişkilidir. Muhtemelen H. Pilori enfeksiyonu olan kişilerde veya altta yatan prekanseröz (kanser öncüsü) lezyonların varlığında bu risk artıyor olabilir. PPİ kullanımı ile mide kanseri riski arasında bir bağlantı olup olmadığına dair çok sayıda çalışma yapılmıştır, yapılmaktadır. Sonuç olarak PPİ kullanılması ile mide kanseri riski artıyor şeklinde bir hükme varmak mümkün değildir.
PPİ grubu ilaçlarla akut böbrek hasarı ve buna bağlı olarak kronik böbrek yetmezliği riskinin çok az oranda arttığına dair çalışmalar var.
Yaklaşık 200 bin kişinin dahil edildiği bir çalışmada katılımcılar kayıt sırasında ve her 2 yılda bir sağlık durumları bakımından incelenmiş. Ortalama takip süresi 9-12 yıl olmuş. Takip süresi içinde yaklaşık 10 bin kişide diyabet gelişmiş.
PPİ kullananlarda diyabet gelişme riski her 1000 kişide 7,44 iken, PPİ kullanmayanlarda risk 4,32 olmuş.
Eşlik eden diğer risk faktörlerinin etkisi dışlandığında ise PPİ kullananlarda diyabet gelişme riski, kullanmayanlardan ortalama % 24 yüksek bulunmuş.
2 yıllık kullanım süresindeki risk artışı % 5 bulunmuş.
Süre uzadıkça bu risk artışı % 26’ya kadar çıkmış.
Risk artışının cinsiyet, yaş, ailede diyabet öyküsü, sigara, alkol alımı, diyet, fiziksel aktivite, yüksek kolesterol veya anti-inflamatuar (ağrı kesici) ilaçların düzenli kullanımından etkilenmediği anlaşılmış. Ancak fazla kilolu olmayan veya normal kan basıncına sahip katılımcılar arasında risk artışı daha yüksek bulunmuş.
Karşılaştırma için araştırmacılar, mide asidi üretimini azaltmak için kullanılan başka bir ilaç türü olan ve H2 reseptör blokerleri olarak tanımlanan mide ilaçlarının potansiyel etkisine de bakmışlar. Bu ilaçların düzenli kullanımı diyabet riskinde % 14 risk artışına neden olmuş. Kullanım süresi uzadığında risk de daha yüksek bulunmuş.
Çalışma, neden sonuç ilişkisini açıklayan bir çalışma olmayıp gözlemsel bir çalışmadır. Bu tür çalışmaların kanıt değeri yüksek değildir, daha büyük ve kanıt değeri yüksek türdeki çalışmalar yapılmasına ihtiyaç vardır.
Bu tür ilaçların bağırsak florasında olumsuz değişime neden olarak diyabet riskini arttırdığına dair varsayımlar yapılıyor.
Sonuç olarak belirtmek isterim ki, mide koruyucu ilaç adıyla ilaç kullanılmasına, yarar zarar oranlarını düşünerek hekim karar vermelidir. Kullanmak gerekiyorsa kan şekeri izlemleri yapılmalıdır.
Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.