Anadolu16.com

Akşener’den partilere çağrı: Seçime ayrı ayrı girelim

Akşener’den partilere çağrı: Seçime ayrı ayrı girelim
26.08.2023
A+
A-

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Büyük Taarruz’un yıldönümü 26 Ağustos’ta Afyon’da konuştu. Akşener tüm siyasi partilere, seçime ayrı ayrı girme çağrısı yaptı.

İYİ Partililer Büyük Taaruz’un 101. Yıldönümü’nde Afyon Kocatepe’de buluştu. Açık alanda miting şeklinde organize edilen toplantı için İYİ Parti’nin 81 il teşkilatı aracılığıyla Afyon’a partililer taşındı.

Otobüslerle alana gelen İYİ Partililere kurulan çadırlarda kavurma ve pilav ikram edildi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in fotoğrafı ve parti bayrakları ile donatılan alanda kürsüde Büyük Taaruz’un komutanı Mustafa Kemal Atatürk ile Malazgirt Savaşı’nın komutanı Alparslan’ın resimlerinin yer aldığı ‘Milletiyle beraber ilelebet muzaffer’ sloganı yer aldı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in saat 14.00 olarak duyurulan konuşması gecikmeyle başladı. Akşener konuşma yapmadan önce Kocatepe Anıtı’na çelenk bıraktı.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bugün hep birlikte buradayız, inanıyorum ki her yıl artarak burada olacağız. Yeni bir yola çıkmak için buradayız.

Seçimlerin üzerinden tam 90 gün geçti. Seçim teamüllerine göre bu 90 gün önemlidir. Bu sürede biz de muhasebemizi yaptık. Buradan çıkan sonuçları sizle paylaşacağım ama öncelikle iktidarın ilk 90 günlük performansını değerlendirmek istiyorum.

İktidarın ilk 90 günlük performansına dair bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. AK Parti, seçimlerden hemen önce milletimize birçok vaatte bulunmuştu. İlk 90 güne bakıldığında bu vaatlere bırakın yaklaşmayı, her geçen gün uzaklaştıklarını görüyoruz. Biz bu vaatleri hiçbir zaman gerçekleştirme niyetinde olmadıklarını biliyorduk ama seçim biter bitmez milletimizin elinde avucunda olanı hoyratça çekip koparmalarını da beklemiyorduk.

Yapılan son maaş zamları erimeye başladı. Asgari ücret zammı daha hesaba yatmadan açlık sınırının altında kaldı. Enflasyonla mücadele edeceğiz diye başladıkları her cümle dönüp dolaşıp ‘faturayı millete keseceğiz’ diye bitiyor.

“SİYASET SEÇİM KAZANMAK VEYA KAYBETMEKTEN İBARET DEĞİLDİR”

Yıllarca faiz sebep, enflasyon sonuç diye ekonomiyi bu hale getirdiler. Kaç bakan, başkan, bürokrat harcadılar beceremediler. Milletimizi oyalamak için bahane üretip durdular oysa siyaset sadece seçim kazanmaktan ya da kaybetmekten ibaret değildir.

Siyaset, kendi insanına faydalı iş yapabilmektir. AK Parti iktidarı, memleketi kendi soktuğu krizden çıkarmak için hala ceplerine el uzatıyor. Vergiler, kiralar, temel gıda ürünlerindeki fiyatlar her gün tırmanıyor, enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar.

Yeni ekonomi yönetimine sesleniyorum; siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın. Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tandığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Fakir fukaradan elinizden çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın.”

“AK PARTİ YENİ GELENLERLE ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYOR”

AK Parti’nin ne planı ne programı var. Yeni gelenlerle zaman kazanmaya çalışıyorlar. Daha dün AK Parti yönetiminin savunduğu KKM’den kurtulmanın yollarını arıyorlar. Ben de buradan sormak istiyorum. Sadece KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira şimdi ne olacak? Nebati mi, Kavcıoğlu mu hesap verecek? Şimşek, ”2026’da rahatlayacağız” diyor. Kendisine saygım var ama kendisi de biliyor ki bu mümkün değil. Servet transferi devam ediyor çünkü. Körfez ülkelerine taviz vererek varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Satacak bir şey kalmayınca ne yapacaklar? Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, ülke çıkarlarının korunduğu, ilişkiler kurulduğu müddetçe elbette dışarıdan para bulunabilir. Ancak ülkemizin ihracata yönelik sektörlerimizi daha üretken yapacak, çalışanlarımızın refahını yükseltecek yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Böyle kaliteli yatırımı çekmek için de hukukta güven ve adalet tesis etmek şart. Krizden çıkmak için de rasyonel ve tam kapsamlı bir istikrar programına ihtiyacımız var.

“SIĞINMACI SORUNU MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR”

Türkiye’nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar. Geri kalmış ülkelerde yaygın olan çocuk işçiliği, emek sömürüsü, çok eşlilik, çocuk evliliği gibi toplumsal sorunlar yeniden ortaya çıkıyor. IŞİD ve PKK gibi terör örgütleri, tehditlerini sığınmacılar üzerinden de ülkemize yönelttiklerinden, büyük bir iç güvenlik sorununa dönüştü.

Önce hiçbir sorun yok gibi davrandılar. Baktılar ki olmuyor, şimdi de geri adım atıyormuş gibi yapıyorlar. Suriye’de kentler yaparak bir kısım sığınmacıyı gönüllü olarak ülkelerine döndürdüklerini söylüyorlar. Artık kimseyi kandırmayın. Bizim Türk milli kimliğinin hayati tehdit altında kalmasına tahammülümüz yok. Kültürümüzün dejenere edilmesine, sınırların kevgire dönmesine tahammülümüz yok.

Biz bu seçimde sadece iktidarla değil bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik. Koltuğundan başka şey düşünmeyenlerle uğraştık. Tüm çabalarımıza rağmen yenilgiye engel olamadık.

2010’da yapılan referandumda “yapmayın” diye yalvardığım adam sayısını söylesem yüzlerine tükürürsünüz! Kimse uyarılarımı ciddiye almadı. 2016’da bu yüzden milletin canına kast edenlerin de karşısında durduk. 2017’de Türk milletinin kaderini bir kişinin iki dudağı arasına bırakmak isteyenlerin karşısında durduk. İyi Parti olarak ilk günden beri Türk milletine dayatılmak istenen her vesayetin karşısında durduk. Bizim siyasetimizin pusulası her daim aziz Türk milletinin talep, istek ve hayalleri oldu.

“BİZ BU SEÇİMİN KAYBEDİLMESİ İÇİN ÇALIŞANLARLA DA MÜCADELE ETTİK”

Geldik 2023’e… 2023’te milletin verdiği helal oyu babadan miras bilerek seçmen iradesine ipotek konulamayacağını anlatmaya çalıştık. Siyaset elitlerin, sözde kanaat önderlerinin güdümünde milletin olmadığı bir yerden üretilen siyasetin başarılı olamayacağını söyledik. Tepki gösterdik, uyardık, memleketimizin gerçeklerinden bihaber oturdukları yerden ahkam kesenlere karşı irade koyduk. Sadece iktidar mensuplarıyla değil, biz bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla da mücadele ettik. Memlekete en küçük fayda getiremeyen partili CB sisteminden kurtulmak istedik. Türkiye’yi zengin, mutlu bir geleceğe taşımak için çalıştık. Bu yolda fedakarlıktan kaçınmadık. Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimiz kör odalara hapsettik. Nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Biz önce millet, önce memleket dedik. Ama önce şahsım, önce ben diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik ama koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. En nihayetinde maalesef olmadı, olduramadık! 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık.

Ne söylersek söyleyelim kimseye dinletemedik. Biz millet iradesini savunduğumuz için hainlikle suçlandık. Bizi iktidara yanlamakla suçladılar. Peki bunun sonucunda ne oldu? En ufak kâr sağlamayan, pazarlık yapmayan kim oldu? Biz olduk. Biz makam peşinde olsaydık, saraylar vaat edilirken elektriği kesilen salonlardan haykırmazdık.

Faydasız siyasetten milletin affına sığınırız. Ben sustum ama ‘yüzde 60 ile kazanırız’ diyenler susmadı. Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum ama o verileri yırtıp atanlar susmadı. Bu sessizliği sürdürmek artık mümkün değildir.

Yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında Erdoğan karşısında ilk kez iki arkadaşımızn rahatlıkla seçimi kazanacağını gördük. Bunun üzerine ben de milletimize bir söz verdim; 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak dedim. Çünkü ben iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını gördüm ama onların yolunu kapatanlara maalesef engel olamadım. Özür diliyorum.

Kutuplaşan siyaset, toplumsal ayrışmayı, daha da derinleştirerek, şüphesiz ki en çok iktidarın değirmenine su taşıyor.  İktidar yarışında, kutuplardan birine taraf olma mecburiyetinde bırakılan, siyasi partiler birbiriyle aynılaştıkları, sığ ve popülist bir siyasete zorlanıyor.

Partilerin, sorun çözme yeteneği elinden alınıyor ve sadece oya tahvil edileceği düşünülen, günlük polemikler yarışıyor. Bunun da ötesinde aritmetik üzerinden yapılan, seçim hesapları sayesinde aniden değere binen, marjinal siyasi ajandalar makul toplumsal taleplerin önüne geçiyor.

Tüm bunların yanında ise İYİ Parti olarak bizim, ittifak sisteminde gördüğümüz, en önemli sorun ve en büyük millî güvenlik açığı ise ayrılıkçı yapıların sistemin içine sızma çabasıdır. Cumhuriyetimizle, devletimizle ve milletimizle sorunu olan siyasi görünümlü odakların, kendilerini meşrulaştırmak için ittifakları kullanmaya çalışmasıdır.

İşte biz, ilk günden beri buna karşıyız. Kimin, kiminle, neden olduğu belli olmayan ve sadece sayısal çoğunluğu elde etmeye yönelen ilkesiz siyaseti reddediyoruz. Sığ siyaseti reddediyoruz. İktidarın değirmenine su taşıyan etkisiz siyaseti reddediyoruz. İttifak sisteminin bu yapısı içinde milli bir siyaset, sürdürülebilir bir başarı, milletin kazanması mümkün değildir. Bu yüzden iktidarı ile muhalefeti ile hepimizden Türk siyaseti için talep ettiğimiz, yeni anlayışın merkezi olmaya İyi Parti olarak talibiz. Mesajı aldık, dersimize çalıştık. Siyaseti içeriden tüketen tartışma yerine bir umut yolu sunacağız. Öfkeleri, kırgınlıkları aklıselimin gücü ile aşacağız.

2023 seçimlerini çantada keklik görenler, şimdi de yerel seçimleri genel seçim havasında değerlendirmeye başladılar. Gündemi, ittifaklara çekmeye çalışıyorlar. Yerel seçim, genel seçim değildir. Her yörenin belli özellikleri vardır.  2019’da teklifi biz götürdük, ittifak kurduk, başarılı olduk. Önümüzdeki yerel seçimlerde kendi kadrolarımızla, milletimizin huzuruna çıkacağız ve göreve talip olacağız. Yerel seçimi bir genel seçim rekabeti çerçevesinde okumadan, yerel özellikleri dikkate alarak, milletimizin iradesinin tecellisine imkan sağlayacağız.

“HEPİMİZ SEÇİME AYRI GİRELİM”

Tüm siyasi partilere açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum; hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini ve yerel özelliklerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Türk siyasetinin bugün içinde olduğu siyasi pragmatizm sarmalından çıkmasını sağlayalım. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim. Her birimiz ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız! Biz varız, sizleri de bekleriz.

“BU YOLDA HERKESİ KABUL ETMİYORUZ”

Gözü dönmüş hırslarla siyaset yapmıyoruz. Milletimizin sesine kulak veriyoruz. Bu yolda herkesi kabul etmiyoruz. Kapımız herkese açık değil. Bu yolda, Atatürk’e düşman olanlara hayır diyoruz. Cumhuriyet değerlerimizi hiçe sayanlara hayır diyoruz. Hatay, Arap şehridir diyen ahlaksızlara kol kanat gerenlere de hayır diyoruz. Demokrasimizle meselesi olanlara hayır diyoruz. Türk demekten korkanlara hayır diyoruz. Andımızdan rahatsız olanlara hayır diyoruz. Anayasamızın ilk 4 maddesi ile sorunu olanlara hayır diyoruz. Terörle ilişkisi olanlara hayır diyoruz. Terörün gölgesine iş birlikleri hayal edenlere hayır diyoruz. Ahlakımızı yozlaştıranlara, dinimizi istismar edenlere hayır diyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.