Allerjik rinit
Bir yıldır pandemiyle savaşan ülkemizde zamanımızı iç mekanlarda geçirmekten kaçındık. Kısıtlamaların izin verdiği ölçüde doğa yürüyüşlerine, açık havada yapılan faaliyetlere daha çok yöneldik. Havaların güzelleşmesi, tabiatın yeniden uyanmasıyla doğada geçirdiğimiz zaman artmaya başladı. Birçoğumuz için neşe kaynağı iken her açık havaya çıktığında hapşıran, burnu su gibi akan, gözleri kaşınan bireyler için eziyet olmaya başlar. Mevsimsel allerjik rinit hastanın yaşam kalitesini düşüren önemli bir sağlık sorunudur.
Burun içini kaplayan dokunun allerjik nedenlerden dolayı etkilenmesi, bir çeşit iltihaplanmasıdır. En sık karşılaştığımız allerji türüdür. Her yaş gurubunda görülebilir. Allerjinin gelişmesinde genetik, immünolojik (bağışıklık sistemi) ve çevresel faktörler rol oynar. Yapılan araştırmalara göre çocuklarda %5-9, ergenlerde %20 oranında saptanmaktadır.
Allerjik rinitli hastalarda bazı immünolojik mekanizmalarla allerjenlere karşı IgE tipi antikor üretilir. Kanda IgE tipi antikor üretimine neden olan maddelere allerjen diyoruz. Bu allerjen maddeler vücudumuza tekrar ve tekrar girdiğinde IgE-allerjen etkileşimi meydana gelir. Bunun sonucu olarak da hücrelerden çeşitli kimyasal maddeler salgılanır. Bulundukları organlara göre belirtiler ortaya çıkar. Bu tipik allerji belirtileri daha çok burun, göz, akciğer, cilt gibi organlarda görülür.
Bazı hastalarda allerjik şikayetler uzun sürelidir. Perennial (yıl boyu) allerjik rinit şikayetleri olan hastalarda belirtilerden ev tozu akarları, evcil hayvan tüy ve salgıları, mantar, küf allerjenleri sorumludur.
Bir grup hastada da belirtiler yılın bazı aylarında ortaya çıkar. Genelde ilkbahar ve sonbaharda şikayetlerin arttığını görürüz. Rüzgarla uçuşan çiçek, çim, yabani ot, ağaç tozları (polenleri) sorumludur. Yaşanılan coğrafik bölgeye göre polen miktarı ve türü değişebilir. Kuru ve rüzgarlı havalarda polen miktarı arttığı için belirtiler kötüleşir.
Hastalarda görülen belirtiler: hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda, burunda ve üst damakta kaşıntı, gözlerde sulanma ve kaşıntı, gözaltlarında morluk, şişme, koku ve tat duyularında azalmadır. Yakınmalar genelde sabahları olur.
İki veya daha fazla şikayetin günde 1 saatten daha uzun sürmesi tanı için önemlidir.
Allerjik rinit tanısında doktorunuz muayenenizi yaptıktan sonra sorumlu allerjeni saptamaya yönelik kan veya cilt testleri isteyebilir. Sinüzitin eşlik ettiği durumlarda endoskopi ve sinüs tomografisi gerekebilir.
Allerjik rinit yakınmalarıyla doktora başvuran hastaların yaşam kalitesi bozulur. Uyku bozukluğu saptanan hastalarda derslerde konsantrasyon güçlüğü, dikkat dağınıklığı gözlemlenir. Bu da çocuğun okul başarısının düşmesine neden olur.
Astım, allerjik rinitli hastalarda sık görülmektedir. Çünkü tek hava yolu, tek hastalık olarak kabul edilmektedir. Rinit tam olarak kontrol edilmezse astımın kontrolü zorlaşır. Allerjik rinit astım için önemli bir risk faktörüdür.
Tedavi edilmemiş vakalarda olaya sinüzit ve seröz otit (orta kulakta sıvı birikmesi) eşlik edebilir. Bu durum işitme azlığı ile sonuçlanabilir.
Eğer çocuk sık sık bademcik iltihabı (tonsillit) oluyorsa altta gizli seyreden bir allerjik rinitten şüphelenmemiz gerekir.
Egzemalar da (allerjik cilt hastalığı) rinitle beraber görülebilir.
Allerjik rinit tedavisi allerjenden korunma, ilaç tedavisi ve immunoterapiyi kapsar. Doktorunuz uygulanacak tedaviyi belirtilerin şiddeti ve zamanına göre belirler. Temel prensip sorumlu allerjenden kaçınmaktır. İlk seçilecek olan ilaçlar antihistaminiklerdir. Bunlar burun yoluyla ya da ağızdan alınarak uygulanırlar. Belirtilerin kontrol altına alınamadığı, uzun sürdüğü durumlarda da burun içine uygulanan kortizon içeren spreyler önerilir.
Diğer bir tedavi yöntemi de immunoterapidir. Korunma önlemlerine ve ilaç tedavisine rağmen belirtilerin kontrol altına alınamadığı özellikle astıma doğru ilerlemenin saptandığı durumlarda allerji doktorları tarafından uygulanan yöntemdir. Ağızdan veya aşı olarak uygulanabilir. Genellikle 3-5yıl sürebilen uzun vadeli bir tedavidir.
Dikkat:
* Polenlerin etkin olduğu ilkbahar ve sonbaharda pencerelerinizi kapalı tutun.
* Çamaşırlarınızı polenle temas edeceği yerlere asmayın.
* Evinizde ve arabanızda allerji sınıfı klima filtresi kullanımına, düzenli olarak değiştirilmesine özen gösterin.
* Kuru ve rüzgarlı günlerde evde kalmayı tercih edin.
* İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği şekilde kullanın.