Aman dileyene kılıç kalkmaz!
Siyasetçiler toplumun her daim önünde rol model olarak görülür ama onların da hataları ve zaafları vardır.
Siyasetçinin en büyük zaafı milletten aldığı oyla oturduğu koltuk diyebiliriz. Eğer o koltuğa siyasetçi güç katıyorsa mesele yok, lakin koltuktan güç alıyorsa tehlike çanları çalıyor demektir.
Siyasetçinin en büyük zaaflarından birisi yasak aşk skandallarıdır. Bu gerçek tüm dünya siyasetçileri için geçerli.
Hatırlayın; ABD Başkanı Clinton, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin yasak ilişki skandallarını…
İlk haberler çıktığında inkar etmişlerdi ama sonra kabul etmek zorunda kaldılar.
Türk siyasetçilerinden ise Adnan Menderes, Hasan Fehmi Güneş, Tuncay Mataracı, İlyas Aktaş, Kubilay Yılmaz, Hamdi Üçpınarlar aktif siyaset yaptıkları dönemlerde gönül ilişkileriyle gündeme gelen isimlerden sadece bazıları.
Geçtiğimiz günlerde ulusal basında yasak aşk skandalı haberi çıkınca gözler bir anda Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan’a çevrildi.
Olay aslında aylar öncesinde bitmiş, Sertaslan konuyu ailesine itiraf etmiş, aile de Sertaslan’ı affedip yanında durmuştu. Fakat Dilara A. (37) geçtiğimiz Kasım ayında doğan bebeğinin babasının Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan olduğu iddiasıyla Aile Mahkemesine “Babalık davası” açtı ve konuyu ulusal basına taşıdı.
Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan daha önce Gemlik CHP İl Genel Meclisi Üyesi’ydi ve beş yıl birlikte çalışma imkânımız olmuştu, kendisini hizmet konusunda oldukça ayrıntıya önem veren bir siyasetçi olarak tanıdım.
Fakat ulusal basında yasak aşk skandalıyla gündeme gelmesi herkes gibi beni de şaşırttı ama şaşırmadığım, çıkıp kimsenin göstermediği medeni cesareti gösterip hatasını kabul etti ve özür diledi.
Başkan Sertaslan, düzenlediği basın toplantısında, “Gizlilik kararı var. Dolayısıyla ilk ve son konuşmam olacak bu konuşma ve ondan sonra da ‘şeriatın kestiği parmak acımaz’ deyip, yargının verdiği karar neticesinde de herkes payına düşeni yaşayacak. Konu olduğu gibi aksetseydi basına, çok daha zor olurdu karşınıza çıkmak. Haber özgürlüğü yerine iş, siyasetçiyi linç etme amacı taşıyınca iki kelime söylemek istedim. Kimseyi kandırmadım. Biri 49 diğeri, 37 yaşında 2 yetişkinin karşılıklı yaptığı hatadır bu. Özel hayatının gizliliği üzerinden cümleler kurup, bunun arkasına da saklanmıyorum. Özür dilemem gereken tek kurum ailemdir. Allah’a her gün şükrediyorum. Çok uzun zamandır mücadele ettiğim bu mevzuda çocuklarım ve eşim beni yalnız bırakmadı. Böyle eşe sahip olduğum için Allah’a binlerce kez şükrediyorum. Konunun detayları mahkemede. Adaletin önünde her yanıyla konuşulacaktır. Oradan çıkan sonuç boynumuzun borcu olacaktır” dedi.
Başkan Sertaslan, “Kimseyi sokakta ve aç bırakmadım. Beni zorda bırakmak adına yaptıkları her yayın, aslında bu memlekete yarın önemli hizmetler verme ihtimali olan çocuklarıma ve hiç suçu günahı olmayan ailelerimize yöneliyor. Bunu fark etsinler ve ‘belediye başkanını zorda bırakalım’ adına böyle kötü duruma kendilerini düşürmesinler. Son olarak insan kuldur, şaşar. Affedilmeye muhtaç olduğu anlar vardır. Bana böyle bakın. Konuyu böyle değerlendirin. İzin verin bu memleketimi hak ettiği yere getirmek için azimli şekilde yol yürümeye devam edelim. Sayın Genel Başkanımızın Gemlik’e geldiği sırada ilgili genel başkan yardımcısına konuyu aktardım. Herkes üzüldü. Ancak bizim kıymetli işler yaptığımızı ve yapacağımızı bildikleri için ve konunun yargıda olması nedeniyle yanımda durdular. Bu işin ceza davası olarak da yürütülmesi gerektiğini söylediler. 2 kişinin hatası yüzünden hiç suçu, günahı olmayan insanlar da etkileniyorlar. Bu durumu yaratmak adına özel gayret gösterenler hesabını verecektir. Partim ve partililerim her zaman olduğundan daha çok sıkı şekilde yanımdalar. Bugün yanımda olmalarını ben istemedim. Yapılmak istenen benim yaratmış olduğum durum yüzünden partimi, ekibimi, arkadaşlarımı ve sevenlerimi bu fotoğrafa sokmak. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum.” dedi.
Başkan Sertaslan kameralar karşısına yalnız çıktı, mücadelesini de tahminim yalnız sürdürecek.
Siyasette böyle skandallar rakipler için bulunmaz bir fırsat. Sertaslan her ne kadar şikâyet etse de maalesef racon böyle. Mahkeme başladığında ulusal basın konunun takipçisi olacaktır.
İtiraf etmek bir erdemdir…
Her ne kadar yapılan yanlışın üzerini örtmese de hatayı yapanın dürüstlüğünü gösterir.
Sertaslan kendisine yakışanı yaptı; özür diledi, inkâr etmedi ve basın açıklamasında dediği gibi şeriatın kestiği parmak acımaz.
Ne diyelim.
Aman dileyene kılıç kalkmaz!