CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Okumuş: Haklarımız korumak için haydi kadınlar, sandığa!
CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş’tan kadınlara çağrı: “Haklarımız korumak için haydi kadınlar, sandığa!”
CHP İl Kadın Kolları 81 ilde ortak açıklama yaparak kadınları sandığa davet etti. CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, “Kadınların yaşam hakkı için, Medeni Kanun ile elde ettiğimiz haklarımızı korumak için, 6284 sayılı Kanun’un yürürlükte kalması için, çocuklarımızın zorla ve erken yaşta evlendirilmemesi için, Gençlerin aydınlık yarınları için, istihdam dışına itilmememiz için, haklarımızı aradığımızda hakarete uğramamak için, Hak, hukuk, adalet için, demokrasi için, Cumhuriyet değerlerimizi korumak için, Haydi, kadınlar sandığa!” dedi.
CHP Bursa İl Başkanlığı binasında basın toplantısı gerçekleştiren CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, ülkemizin tarihi bir süreçten geçtiğini belirterek, “Ülkemizin kaderinin belirlenmesine iki gün kaldı. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçim iki aday arasında değildir. Bir referandum niteliğindedir. Elbette her seçim çok önemli fakat bu seçim özellikle Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yarısını oluşturan biz kadınlar için hayati öneme sahiptir. Bir yanda esaret diğer yanda özgürlük duruyor” dedi.
Cumhur İttifakı’nın adeta kadın düşmanı bir koalisyona dönüştüğünü vurgulayan Okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:
“Kadınların kazanılmış tüm kazanımlarına göz diken Yeniden Refah Partisi ve Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan HÜDA PAR’ın Meclis’e girişi ile
Cumhuriyet tarihinin kadınlar açısından en karanlık parlamentosu oluşturuldu. Meclis’te temsil hakkı kazanan bu zihniyet planlarını alenen ilan etti. Gelin! HÜDA PAR’ın inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye bir kez daha yakından bakalım:
Cumhuriyet’e savaş açılarak parlamenter sistem eleştirisi yapıldı. Tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği kaos yok sayılarak, parlamenter sistemin çözümsüzlük yarattığı iddia edildi. Katılımcı demokrasi hedef tahtasına konuldu.
Kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görenler yeni Anayasa yazmaktan bahsetti. Unuttukları bir gerçek var ki; yeni Anayasa’yı 13. Cumhurbaşkanımız Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde biz hazırlayacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden inşa edeceğiz.”
KARMA EĞİTİM TEHDİT ALTINDA
Kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesinin önünü açmak isteyenler, karma eğitimin zorunluluktan
çıkarılmasını istiyor. Eğitimin Anayasal bir hak olduğu gerçeğini her fırsatta yüzlerine vurmaya devam edeceğiz. Geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim hakkının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz.
KADINLARIN YAŞAM HAKKI GASP EDİLİYOR
Kadın erkek eşitliğine inanmayan HÜDA PAR, kadınların kazanılmış bütün haklarına göz dikti.
“Kadınların çalışma şartlarının fıtrata uygun hale getirilmesi” isteniyor. Eşit işe eşit ücretin alınmadığı, her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde hangi fıtrattan bahsediyorlar?
Kadınların kayıt dışı istihdama itildiği yetmezmiş gibi kadınlar sadece hemşire, kadın hastalara bakan hekim ya da kreş öğretmeni olabilir demek istiyorlar. Mesleğin cinsiyeti olmaz. Biz kadınlar her işi yapabiliriz.
6284 BUDANMAK İSTENİYOR
İstanbul Sözleşmesi bir gecede hukuksuzca fesih edilirken 6284 sayılı kanunun yürürlükte olması gerekçe gösterilmişti.
Şimdi de 6284 işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürütmeyenler yasal korunağımızı elimizden almak istiyor. Günde en az iki kız kardeşimizin hayattan koparıldığı bu düzende yasal hiçbir hakkımızın budanmasına asla izin vermeyeceğiz.
YOKSULLUK NAFAKASI KALDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR
Şiddet mağduru olan kadınların boşanmasının önünü kesmek, boşandığında da ailesinin evine dönmesine mecbur etmek adına yoksulluk nafakası kaldırılmak isteniyor. Kadın işe girdiğinde, evlendiğinde kesilen bu nafaka ömür boyu ödeniyormuş gibi yanlış bir algı ile kadınların ekmek parasına göz dikiliyor. Biz yürütülen bütün bu kara propagandalara rağmen nafaka hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
YALNIZ VE BEKÂR KADINLARI SAHİPLENDİRİLECEK
Biz bu ifadeleri söylerken utansak da kadın düşmanı zihniyet bu sözleri “müjde” diye ilan edebiliyor. Kadınlar bir sokak hayvanı gibi sahiplendirilmek isteniyor.
Sosyal bir hukuk devletinde yaşadığımız gerçeğini yok sayanlar kadınları sahiplendirme hadsizliğinden bahsediyor. Biz kimsenin sahiplenebileceği bir mal ya da hayvan değiliz.
KADININ ADI VAR YÜZÜ YOK
Gelin! Yeniden Refah Partisi’nin inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye de bakalım: Yeniden Refah Partisi’nin Düzce’deki seçim aracında, kadın milletvekili adayının fotoğrafı gölgelendi. Türkiye’yi
şeriat düzenine taşımak isteyenler kadının yüzünün görünmesine dahi tahammül edemese de biz varız ve var olmaya devam edeceğiz.
KADIN ERKEK YAN YANA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEZ
Yeniden Refah Partisi Aydın İl Başkanlığı’nda kadın milletvekilinin oturduğu yerin değiştirilmesini istedi. Kadın milletvekili adayına “Kadın ile erkek yan yana fotoğraf çektirmez.” diyerek bağırdılar. Kadınları ötekileştirmeye çalışan bu zihniyetin hedeflerine izin vermemeye kararlıyız.
6284 KALDIRMAYI DÜŞÜNÜYORLAR
HÜDA PAR 6284’ü budamak isterken Yeniden Refah Partisi kanunun tamamen yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Hatırlarsınız, İstanbul Sözleşmesi’ne de karşı çıkmışlar ve kaldırılması için karalama kampanyaları yürütmüşlerdi. Şimdi de 6284’ü hedef tahtasına koydular.
MEDENİ KANUN TEHDİT ALTINDA
Medeni Kanun ile kazandığımız hakları elimizden almak istiyorlar. Çok eşliliği özendirmeye çalışıyorlar. Eşit yurttaşlık hakkımızı gasp ederek ikinci sınıf vatandaş olalım istiyorlar! Daha mazbatasını bile almadan kadın düşmanlığını ortaya koyan Cumhur İttifakı milletvekillerinin Meclis’te nasıl bir yol izleyeceği ortada. Küskün olduğunu, bezgin olduğunu, umutsuz olduğunu ifade ederek sandığa gitmemeyi düşünenler varsa, neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görsün. Bugünümüz ve yarınımız tehdit altındadır. Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize pranga vurulmak isteniyor. Eve mahkûm olduğumuz, eğitim dışına itildiğimiz, çalışma hayatından soyutlandığımız, toplumsal yaşamdan dışlandığımız bir hayat dayatılmak isteniyor. Kadınların göklerde yükselmeyi hak ettiği Atatürk Türkiye’sinden sahiplendirilmesi gereken bir Türkiye’ye dönüştük. 1920’li yıllarda Türk kadınları hakim, öğretmen, mühendis, pilot olabilirken, 21. yüzyılda çalışma hakkımızı elimizden almak istiyorlar. “Taliban’ın inancıyla ters yanımız yok” diyen Erdoğan, yanına aldığı
müttefikleriyle kadınların ve kız çocuklarının eşit yurttaşlık hakkına göz dikiyorlar. Bizim de İran’a, Afganistan’a dönüşmemizi istiyorlar.
AYM ÜYESİ “KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ HURAFEDİR” DİYOR
Eşitsizlik öylesine derinleşti ki; hukuken kadın erkek eşitliğini savunması gereken AYM üyesi “kadın-erkek eşitliği modern hurafedir” diyebiliyor.
Yıllardır uğradığımız hakaretlerin haddi hesabı yok. Kahkaha attığımızda
“iffetsiz”, haklarımızı aradığımızda “sürtük” ilan ediliyoruz. Hamile kadının sokağa çıkmaması gerektiği savunuluyor. İşsizliğin sebebi kadınların iş araması olarak gösteriliyor. Kadın cinayetlerinin ardından ‘neredeymiş, ne giymiş,
üzerinde ne varmış, hangi renk ruj sürmüş, saat kaçmış?’ gibi sorular soruluyor. Utanmasalar, kadının öldürülmeyi hak ettiğini söyleyecekler. Kurdukları hukuk sistemlerinde katiller ceza indirimleri ile ödüllendiriliyor. Ülkemizde artık çocuklar ve kadınlar güvende değil. Afganların ve Pakistanlıların Türkiye’ye gelmeden önce internette arama motorundan “Türk kızları, Türk çocukları” gibi aramalar yaptığını dehşetle öğrendik.
HAYDİ KADINLAR SANDIĞA
Sözün kısası: sandıklara gitmek, oy kullanmak zorundayız. Sadece oyumuzu kullanıp dönmek de yetmiyor, sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor. Millet İttifakı olarak sandık güvenliği konusunda tüm tedbirlerimizi aldık. Her sandığa üç kadın müşahit çağrımıza ses veren herkese buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Haydi kadınlar, sandığa…