DP’li Delikanlı’dan Bakan Soylu’ya ‘güvenlik’ çağrısı
Demokrat Partili Erkin Delikanlı ATO’daki krizi anlattı, İçişleri Bakanı Soylu’ya ‘güvenliği sağlama’ çağrısında bulundu.
Demokrat Parti Ankara İl Başkanı Erkin Delikanlı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslenerek, 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “liyakatli olma” ve “güvenliği sağlama” çağrısında bulundu.
14 Mayıs’taki seçimlerde Ankara’daki ATO merkezinde yaşanan olaylara değinen Delikanlı, “3-5 grup içeriye girdi yaklaşık 500 kişi kadar. 2 kişi tarafından yönetiliyorlardı. Ne görevli kartı ne de görev kağıtları var. Tamamı içeride kavga çıkardı. Emniyet mensupları da buraya asla ama asla müdahale etmedi. CHP’li milletvekilleri gelmeseydi oradaki olaylar daha da büyüyecekti.” ifadelerini kullandı.
Demokrat Partili Delikanlı, katıldığı canlı yayında 14 Mayıs gecesi ATO’da yaşananları aktardı. Oy sayımı sırasında bazı grupların oy sayımını geciktirmek için çaba sarf ettiğini söyleyen Delikanlı, “Daha önce planlandığı aşikar bu organizasyonları sağladılar. Oyları geciktirmeye ve saydırmamaya gayret gösterdiler.” dedi.
28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimleri için seçmene seslenen Delikanlı, “Korkmayın, cesur, inançlı, yürekli olun. Bakın kimse seçilmedi. Ülke, değişimden yana olduğunu aslında çok net gösterdi. Sandıklara gitmemezlik etmeyin, bu oyuna gelmeyin.” diye konuştu.
“BİZ KAZANACAĞIZ VE OYLARIMIZI BU SEFER DAHA SAĞLIKLI, DÜZGÜN SAYACAĞIZ”
Demokrat Parti Ankara İl Başkanı Erkin Delikanlı, konuşmasında şunları söyledi:
“Bu seçim henüz bitmedi, Sayın Erdoğan da kazanmış değil. Herkes gönlünü rahat tutsun ve umutsuzluğa kapılmasın. İktidarın o dev propagandası, kazandık balonu ortaya sunuluyor ve insanların sandığa gitmesi engellenmeye çalışılıyor.
Şunu hatırlatmakta fayda var. Bu seçimi Sayın Erdoğan kazanmadı, bu seçim ikinci tura gidiyor Anayasal haklar çerçevesinde. Biz kazanacağız ve oylarımızı bu sefer daha sağlıklı, düzgün sayacağız, saydıracağız.
“İSTİSNASIZ HER SANDIĞA İTİRAZ ETTİLER”
Seçim akşamına dönecek olursak; ATO’da belli gruplar polis engelinde hiçbir şekilde aranmadan, görev kağıtları kontrol edilmeden, üzerlerinde ne var bilmiyoruz… Arkadaşlar böyle belli gruplarla, 3-5 grup içeriye girdi yaklaşık 500 kişi kadar. 2 kişi tarafından yönetiliyorlardı.
İçeride, Erdoğan’ın oylarının fazla olduğu ve itiraz edilmeyen, ‘tamam siz haklısınız’ dediğimiz sandıklarda bile itiraz ettiler. İstisnasız her sandığa itiraz ettiler. YSK Başkanı da ‘normal bir süreç’ dedi. Normal falan değil.
“ORADA HANIMEFENDİLERE YAPILAN SAYGISIZLIKTAN BİR BİREY OLARAK UTANIYORUM”
Bilerek, daha önceden planlı ve programlı bir halde tüm sandıklara istisnasız itiraz ederek hem süreci gerdiler hem de geciktirdiler. Daha sonra yapılan itirazlarda benim, arkadaşlarımın yapmış olduğu itirazlarda bu grupların tamamı içeride kavga çıkardı. Emniyet mensupları da buraya asla ama asla müdahale etmedi. Bu insanlar dışarı çıkarılmadı. Bu insanların ne yaka kartı, ne görevli kartı ne de görev kağıtları var.
Biz bu kişilerin kim olduğunu bilmiyoruz ama araştırıyoruz. Millet İttifakı’ndan olmadıkları aşikar. Orada hanımefendilere yapılan saygısızlığa bir birey olarak utanıyorum. Orada o insanlar Anayasa’nın kendilerine vermiş olduğu hakkı, oylarını korumaya, saymaya geldiler, bu ülkenin iradesine sahip çıkmaya geldiler.
“BIRAKIN ONU, BENİ İÇERİYE ALMADILAR”
Orada şu gerginlik oldu: Özellikle bunu YSK’nın son hukuksuz kararından da anlaşılabiliyor. ABD, Kanada, İtalya gibi ülkelerde Millet İttifakı’nın artısı vardı. Almanya’da bile 15 oydan 1 tanesi CHP çıkarken, 5 oyda 1’e inmişti. Dolayısıyla bu bir gerginlik yarattı arkadaşlarda ve hemen daha önce planlandığı aşikar bu organizasyonları sağladılar. Oyları geciktirmeye ve saydırmamaya gayret gösterdiler.
Orada küfürler, hakaretler, şiddet, insanları itme, kakma. Bununla neyi sağladılar; insanları orada korku duymasını ve sandıkları terk etmesini sağladılar. Defalarca oradaki görevlilere söylememize rağmen, ilgili hakime söylememize rağmen, bırakın onu, beni içeriye almadılar. YSK’nın ilgili kanunun maddesine göre itiraza doğal yetkiliyim. Adım yok diye kapıdan içeriye almadılar.
“BU GERGİNLİKLERİN OLMASINI İSTEMİYORLARSA BİR AN EVVEL ŞİMDİDEN ÖNLEMLERİNİ ALMAK ZORUNDALAR”
O kadar planlı, o kadar demokrasiye aykırı hareket edildi ki… Vatandaş rahat olsun. Gece 3’e kadar o sandıkları terk etmedik. Ama korkuttular mı, korkuttular. İnsanlar korktu. 28 Mayıs’ta yapılacak seçimde, gerek YSK’yı, gerek Ankara Emniyet Müdürü’nü, gerek Milletvekili seçilmiş İçişleri Bakanı’na buradan sesleniyorum:
YSK, 85 milyon kişiye eşit mesafede durmak zorundadır. Bir AK Partili’nin oyuyla, bir Demokrat Partili’nin oyu eşittir. Artık liyakatli olun bir sefer olun. Elbette bu seçim güvenliğini sağlamak onların elindedir. Bu görüntülerin olmasını, bu gerginliklerin olmasını istemiyorlarsa bir an evvel şimdiden önlemlerini almak zorundalar.
“CUMHURİYET’İN KIYMETİ OLAN ANADOLU AJANSI’NA GÜVEN KALMADI”
CHP’li milletvekilleri gelmeseydi oradaki olaylar daha da büyüyecekti. Çevik kuvvet orada insanlara gerekli müdahaleyi zamanında yapsaydı ya da inisiyatifi alsaydı bu olayların hiçbiri yaşanmayacaktı. Ama maalesef bu kadar uzamasının sebebi bu grupların orada taşkınlık çıkarması.
Özellikle devletin kurum ve kuruluşlarına, TÜİK’inden YSK’sına, tüm insanların güveni yok oldu. Kurtuluş Savaşı’nda aldığı görevi, Cumhuriyet’in kıymeti olan Anadolu Ajansı’na güven kalmadı. Bu hükümetin söyleyecek sözü kalmadı. Cumhuriyet’in bütün kuruluş değerlerine, bütün kazanımlarına iktidarda oldukları 20 yıl boyunca kendilerinden önceki 80 yıla savaş açtı bu arkadaşlar.
“ÜLKE, DEĞİŞİMDEN YANA OLDUĞUNU ASLINDA ÇOK NET GÖSTERDİ”
Bunları önceki seçimlerde uyguladılar. Biliyorlardı ki vatandaş buna inanmayacak. Böyle ve buna benzer yöntemlerle yeni senaryolar ortaya çıkardılar. Şimdi de ellerindeki en büyük propagandayı, dezenformasyonu yapıyorlar. Vatandaşı sandıktan uzaklaştırmak istiyorlar, korkutarak ve zaten kazandık diyerek.
Dolayısıyla buradan tüm ülkemize sesleniyorum. Korkmayın, cesur, inançlı, yürekli olun. Bakın kimse seçilmedi. Ülke, değişimden yana olduğunu aslında çok net gösterdi. Sandıklara gitmemezlik etmeyin, bu oyuna gelmeyin. Hatta ve hatta, ‘terörist başını serbest bırakacaklar’, ‘FETÖ’yü serbest bırakacaklar’… Baştan Demokrat Parti ve Millet İttifakı’nın paydaşları; hiç kimse eli kanlı bir terör örgütünün lideri ya da bu ülkeye zarar vermiş bir teröristi serbest falan bırakmaz, yok öyle bir şey. Oy kullanmayan ciddi bir kesim var, o arkadaşları önümüzdeki süreçte sandıklara götüreceğiz, oylara bir kere daha sahip çıkacağız, bu olayların yaşanmasına da asla izin vermeyeceğiz.”