Anadolu16.com

IMF mi geldi?

02.09.2023
A+
A-

Nedense, IMF’nin kirli ve kokuşmuş ayak izleri, ekonomimize yansımış durumda.

Maliye Bakanı’nın (İngiliz Mehmet) uyguladığı ekonomik politikaların, bazıları hariç IMF modelinden ne farkı var ki?

Şu an zaten dar ve alt gelirlileri vatandaşlarımızı, ekonomik ve toplumsal açıdan boğan ve ölmeye mahkum eden IMF tipi politikalar uygulanmıyor mu?

Sadece adı IMF programı değil…

İsmi de yok ama, ‘yerli/milli/kaderci’ ekonomik model desek de olur.

Ne fark eder ki…

***

Başta akaryakıt olmak üzere, tüm mal, ürün ve hizmetlere, vergilere yapılan anormal üstü fiyat artışları/zamların sebebi, yıllardır hatalı uygulanan nas‘ı örnek vererek yani dini terimlerden yola çıkarak uygulamaya çalışılan sonra da çark edilen ‘Faiz Sebep, Enflasyon Neticedir’ tipi akıl ve bilim dışı ekonomik varsayımlarıdır…

 

Hangi ülkede, bir ürün ve hizmetten hem KDV, hem de ÖTV adı altında 2 kez ‘çifte kavrulmuş’ vergi alınabilsin, hem de en yüksek orandan.

Bizler, toplum olarak birçok şeye şerbetliyiz, kaldırırız.

***

Deprem vergileri, depremden başka her yere kullanılır, ses çıkartmayız, üst üste 2 kez motorlu taşıt vergisi alınır, ses çıkartmayız, özelleştirme gelirleri, (yaklaşık 65-70 milyar dolar) Suriye sevdası uğruna telef olur, ses çıkartmayız, köprülerden/yollardan geçen de vergi verir, geçmeyen de, ses çıkartmayız.

Bunun gibi yüzlerce kötü örnek verebilirim, sonuçta hiç birinde sesimiz, soluğumuz çıkmaz…

*** 

KKM (Kur Korumalı Mevduat) dediğiniz ucube sistem sayesinde dar gelirliden, yani bizlerden esirgediğiniz alın terimiz olan kutsal kazançlarımızı, rantçılara haksız ve adaletsiz şekilde aktardınız, aktarmaya da devam ediyorsunuz.

Çalışan ve özellikle emeklilerimize adaletsiz şekilde, enflasyonun çok çok altında yapılan ücret artışları, sosyal dengeyi bozmaktadır.

Son yıllarda, özellikle kira, konut, gıda, eğitim, giyim, ulaşım, nakliye, alkol/sigara vb. alanlarda oluşan yüksek fiyat artışları, alt ve dar gelirliler için kabus olmaya devam etmektedir.

Hani, saçma/sapan bir söylemle ‘eski günleri gördün mü?’ deyişi var ya…

Eski günlerde çalışan bir emekçi, maaşının neredeyse dörtte birini kiraya ayırırken, çağ atladığımız, dünyanın bizleri kıskandığı günümüzde, tek maaşın kirayı bile karşılayamayacağı orana yükselmesi ne anlam ifade eder, lütfen düşünün.

***

IMF programlarını uyguladığımız günümüzde, tasarruf ilkesine uymadığımız süreçte, sıkılan kemerlerimiz, her an patlayabilir ona göre…

Bize, şükür, sabır ve kader ifadelerini sunarken, birilerinin ‘ballı, börekli, kaymaklı’ şatafat ve lüks yaşam tarzını sürmesi, piyasaya ne güven verir, ne adalet ne de huzur…

Tasarruf, tüm kurum ve kuruluşların gereksiz ve verimsiz harcamalarının tamamen kısılmasıdır.

Kamu kurumlarındaki gereksiz, araç, eleman ve konaklama masrafları vb. harcamalarına acilen son verilmelidir…

Tasarruf, ‘baştan/en üstten’ başlamadığı süreçte ahlaki, vicdani ve hukuki geçerliliği olamaz.

Zaten IMF’yi istemememizin en büyük sebebi, bütçemizin ve finans sektörünün kontrol edilmesi, tüm kurumların özel ve gereksiz lüks harcamalarının tamamen sonlandırılması isteğidir.

Bu uygulamaya izin verirler mi?

İmkansız…!

IMF’ den alacağımız kredinin faiz oranından 2-3 kat daha fazla oranda, dış güçlerden borçlanmamız ve güzel ülkemin kaynaklarını heba etmemizin en büyük nedeni, denetime tabi olmamak, şeffaflık ve şatafatlı lüks yaşamdan kopamama eğilimimizdir.

***

TÜİK, yıllık Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2022 raporuna göre işgücü/emek ödemelerinin katma değerdeki payı 2018’de % 33.5 iken, 2022’de % 26’ya geriledi.

Sermayenin payı ise % 49.5’ten, % 53.7’ye yükseldi.

Bu iki yıllık veri, bizlerin yani emekçilerin, milli hasıladan aldığımız payın gittikçe azaldığının özetidir.

TÜİK Nisan-Haziran 2023 dönemi büyüme rakamlarına göre bizler % 3.8 oranında büyümüşüz.

Bu büyüme, sanayideki % 2.6’lık küçülmeye karşılık, tüketim ve kamu harcamaları ile niteliksiz, kalitesiz kısacası reel olmayan rakamsal bir büyüme oranı.

İkinci çeyrekte ihracat, büyümeye % 9 negatif etki yaparken, ithalatın katkısı ise % 20 pozitif olmuştur.

Seçim söylemi ile oy uğruna, politika faizini 23 Şubat 2023’de, % 8,5’a indirdik, sonra birden ne oldu da faizi önce % 15’e sonra da % 17,5’a, 24 Ağustos 2023 tarihinde de % 25’e çıkardık…

Faizleri indirirken nas var, çıkartırken nas yok…

***

Milli paramız bizim namusumuzdur. Bunu her politikacı iktidara gelmeden önce bağıra bağıra oy uğruna haykırır.

Ama, iktidara gelince bu zihniyet unutulur; suçu ya ‘dış güçlere’ ya da ‘kader’ kavramına atılır.

Milli paramın, dış güçlerin parasına göre 1’e 30 oranında, aciz durumda olmasını lütfen düşünelim…

Dünyanın en yüksek; enflasyonu, faizi, işsizliği, cari, dış ticaret ve bütçe açığı ile milli borcuna karşılık, düşük milli gelir, düşük asgari ücret, (680 dolar) yetersiz büyüme vb. rakamlar düşündürücüdür.

IMF’ye her daim karşı olan birisi olarak, katma değeri yüksek değer üretmeden, adaletli şekilde paylaşmadan, tasarruf yapmadan ve güven duygusunu oluşturmadan bu ‘örümcek ağından’ kurtuluş şansımız olamaz, kendimizi kandırmayalım.

‘’Ekonomisi zayıf bir millet, fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz; toplumsal ve siyasi felâketlerden yakasını kurtaramaz. (1924) 

Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.’’ (Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk)

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.