Müslümanların Hıristiyan coğrafyasına hicreti
Hicret, İslam tarihinde derin izler bırakan göç olayıdır. Müslümanlar 622 yılında Mekke’den Medine’ye uzun bir yürüyüş yaptılar. Bu yürüyüş öylesine etki bıraktı ki, takvimler bu göçle sıfırlandı ve Müslümanlar Hicri takvimi kullanmaya başladılar.
Mekke’de 610 yılında, “Yaradan rabbinin adıyla oku!” diyen Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed, sadece yeni bir dini müjdelemedi; aynı zamanda müşriklere, köhneleşmiş geleneklere, adaletsizliğe, cahilliye, haksızlığa ve ahlaksızlığa karşıda doğru olanı göstermişti.
O dönem Mekke, müşriklerin elindeydi ve Müslümanlara zulüm yaptılar, göçe zorladılar. Bugün ise gariban Müslümanlar, kendi coğrafyalarından Müslüman devlet yöneticileri tarafından göçe zorlanıyorlar.
2021 yılında İslam coğrafyasında halen hicretler, yani göçler devam ediyor ve en fazla göç edilen bölgeler Hıristiyan bölgeleri.
Kendi ülkemizden örnek verelim; yurt dışında en fazla Türk nüfusun yaşadığı bölgeler neresi; Avrupa, Amerika, son dönem Rusya ve bağlı ülkeler… İçlerinde Müslüman bölge veya ülke var mı?
İyi insan, iyi aile ve iyi toplum olmayı ve adaleti emreden bir dinin mensuplarının Allah’ın emirlerini uygulamak ve yaşamak için başka bir dinin mensuplarının adaletine sığınmaları, sizce nasıl yorumlanmalıdır.
Dünyada iç savaşların yönetimlerde adaletsizliğin yaşandığı ve 21. asırda köle pazarlarının kurulduğu bölgelerin İslam coğrafyası içinde olduğuna geçtiğimiz yıllarda hemen sınırımızın yanında şahit olmadık mı?
Ülkemizde milyonlarca Suriyeli Müslüman kardeşimiz yaşıyor, fırsatını bulduklarında Avrupa ülkelerine kaçmak için yollarda can verdiklerine şahit olmadık mı? Kim unutabilir ki Suriyeli Aylan bebeğin deniz kenarında çekilmiş cesedinin fotoğrafını?
Bu günlerde ise bir İslam ülkesi, bizler için kardeş ülke Afganistan’dan insanlar batıya hicrete başladılar. Kalabalık gruplar halinde Avrupa ve daha ötesine ulaşmak için vatanlarından göç ediyorlar. Afganistan’da aşırı İslamcı Taliban, Müslümanlara öyle baskılar yapıyor ki artık can güvenliği kalmadı, insanlar yaşamak için Türkiye hariç umudunu Hıristiyan ülkelere gitmekte buluyor. Afganlar, Azerbaycan ve İran’ı geçerek Türkiye’ye veya Kafkaslardan geçip Rusya’ya bağlı ülkelere yürüyerek gitmeye çalışıyorlar.
Azerbaycan ve İran, Müslüman ülkeler değil mi? Neden bu insanlara kucak açmıyorlar dersiniz?
Dünya’da Müslüman birinin sığınacağı Türkiye’den başka bir ülke yok mu İslam coğrafyasında?
Mesele Müslümanların Hıristiyan âlemine hicreti mi, yoksa Müslüman coğrafyasında İslam’ın gerçekte olmadığı mı?
İslam ülkelerini yönetenlerin inandığı din nedir bilmiyorum ama uyguladıkları yöntemlerin İslam ile alakası olmadığı kesindir.
Yurt dışı ziyaretlerimde Avrupa veya Rusya bölgesindeki ülkelerde çok sayıda Ortadoğu’dan, Afganistan, Türk Cumhuriyetlerinden insanlarla karşılaşıyorsunuz ve en alt gruplarda, en ağır işlerde çalışıyorlar. Rusya’da bir taksiciyle tanışmıştım; kendisinin Filistinli olduğunu söylemişti. Eşi ve kızının evlere temizliğe gittiğini, oğlunun da garsonluk yaptığını söylemişti. Sordum; ‘neden Filistin’den geldiniz’ diye?
Kısa bir cevap verdi; “Hayatta kalmak, çocuklarımı yaşatmak için geldik.”
2021 yılında Müslümanlar hicret ediyor.
Ölmemek ve yaşamak için ölümü göze alıyorlar. Başka çareleri yok! Kendi vatanları, artık “yaşanır” olmaktan çıkmış. Her taraf kan gölü!
İş yok, ekmek yok!
Fakirlikten, açlıktan, işsizlikten kaçıyorlar. Savaş, herkesi perişan etmiş. Canlarını ve ırzlarını korumak için göç ediyorlar.
Hani Müslümandık, hani Allah’ın emirleri her şeyin üstündeydi?
Hak, hukuk, adalet, ahlak inancımızın emirleriydi?