Peker’in Burhan Kuzu ve Zindaşti ifşası doğrulandı
Eski AK Parti milletvekili Burhan Kuzu’nun gönüllü danışmanı Bursa Karacabeyli Sinan Çiftçi, Kuzu’nun Zindaşti ilişkisini doğruladı.
Sedat Peker’in geçtiğimiz cumartesi günü sosyal medya paylaşımlarında eski AK Parti milletvekili Burhan Kuzu ve İranlı uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti ile bağlantısı Kuzu’ya yakınlığı ile bilinen Bursa Karacabeyli Sinan Çiftçi tarafından canlı yayında doğrulandı.
1 Kasım 2020 tarihinde Covid-19 yüzünden hayatını kaybeden eski AK Parti milletvekili Burhan Kuzu, tekrardan kirli ilişkiler ağında devletin gücünü kullanmasıyla gündem oldu. Kuzu’nun para karşılığı uyuşturucu kaçaksı Zindaşti’ye yardım ettiği ve Cumhurbaşkanlığı telefonlarını kullanarak devlet kurumlarına baskı yaptığı doğrulandı.
İranlı Naci Şerifi Zindaşti için doğunun Escobar’ı benzetmesi yapıldığı basında çokça yer almıştı. ABD’nin uyuşturucu ile mücadele kurumu DEA tarafından yakından takip edilen Zindaşti’nin Türkiye’de siyasi cenahta yakın ilişkiler yüzünden milyarlarca dolarlık Avrupa’ya uyuşturucu kaçırdığı ve elde ettiği kara parayı Türkiye’de akladığı iddiaları yeniden gündemde yerini aldı.
Burhan Kuzu’nun kendi ifadesine göre gönüllü danışmanı olan Sinan Çiftçi, canlı yayında Kuzu’nun Zindaşti’den yüksek miktarlarda dolar olarak para aldığını söylerken, eski Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın da Kuzu’ya yardım ettiğini ve Zişndaşti’yi serbest bırakan hâkimin on milyon dolar rüşvet aldığını ve Kuzu’nun ölümünün de şüpheli olduğunu söyledi.
Burhan Kuzu hakkında yeni iddialarda göze çarpan bir detay ise İstanbul Adliyesinde Berat Albayrak’a yakın bir grubun suça karıştığının, hatta bazı mahkeme görüntülerinin kayıtlardan silindiği yine uyuşturucu kaçakçısı hayalet lakaplı Orhan Ünğan tarafından ortaya çıkarılmış olması, iyi mi?
İstanbul Adliyesinde konuyla Zindaşti’den para aldığı iddiasıyla bir hâkim görevden alındı, hakkında soruşturma başlatıldı ama Burhan Kuzu’nun çok sayıda savcı ve hâkimi aradığı biliniyor.
AK Pati içerisinde İstanbul hukuk grubuyla alakalı yaklaşık iki yıl önce bir yazı kaleme almıştım ve bu grubun parti içinde önde gelen isimlerinden birinin Burhan Kuzu olduğunu dile getirmiştim. Son iddialarda ise adalet mekanizması içinde bu grubun mezunlarından çok sayıda savcı ve hâkimin olduğu da ifşa edilmiş oldu.
Burhan Kuzu’nun bir gazeteci tarafından kirli ilişkilerinin belgelerinin olduğu dosyayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilettiği ve Erdoğan’ın konunun sonlandırılmasını istediği biliniyor. Bu gelişmeden sonra devlet kurumlarını arayan Kuzu’nun telefonlarının yüzüne kapatıldığı ve bunalıma girdiğini de öğrenmiş olduk ama Kuzu hakkında hiçbir dava açılamadı.
Peker’in bir başka ifşası ise 3 Haziran 2020’de Ankara’nın Keçiören ilçesinde evinde bornoz kuşağı ile kapıya asılı şekilde ölü olarak bulunan Sema Esen (Aleyna Çakır) olayı.
Sedat Peker, sosyal medya paylaşımında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alarak, “Aleyna Çakır kardeşimizin ölümünden sorumlu tutulan Ümitcan Uygun’un kurtulabilmesi için gerekli Adli Tıp raporu da şahsın babası Süleyman Soylu’nun yakın arkadaşı olduğu için gerektiği şekilde hemen hazırlanıyor” iddiasında bulunmuştu ve Adli Tıp Kurumu da tartışmaların içine dâhil edildi.
Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi raporunda Ankara’da evinde ölü bulunan Aleyna Çakır’da tespit edilen doku ve sperm örneğinin Ümitcan Uygun’un DNA’sı ile uyumlu olduğu belirlenmesine rağmen serbest bırakılmış, fakat Ankara Emniyeti’ne gelen bir ihbarla Mamak ilçesi Akdere Mahallesi’nde operasyon yapılan evde Esra Hankulu isimli kadının cesedi bulundu.
Ankara Emniyeti kısa sürede Esra Hankulu ile son görüşenin Aleyna Çakır (Sema Esen) cinayetinin bir numaralı şüphelisi Ümitcan Uygun olduğu bilgisine ulaşır ve zanlıyı gözaltına alır. Hankulu’nun ölümünün ilk olarak yüksek dozda uyuşturucu kullanımından olduğu iddiaları basına yansır ama öldüğü gece birlikte olduğu arkadaşlarının ifadeleri olayın seyrini değiştirir. İfade veren Esra Hankulu’nun arkadaşları, “Aynı gece Ümitcan Uygun’un da evde bulunduğunu ve Uygun’u sabah kendileri uyanmadan Hankulu’nun odasından ayrıldığını” söylerler. Ayrıca Hankulu’nun cep telefonu da kayıptır.
Esra Hankulu’nun evinde ölü bulunmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ümitcan Uygun, “kasten öldürme” suçundan nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı geçtiğimiz gün.
Ülkemizde suçla anılan insanların başta adalet kurumunda nasıl hak aradığını ve bu hak aramanın nasıl bedelinin olduğunu ifşa etmeleri ne acı bir gerçek.
Dün bu iddiaları gündeme getirenlere hain damgası vurmaya çalışanların aslında bu suçların bir parçası olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Görünen o ki; temizliğin bizzat Beştepe Külliyesinden başlatılması gerekiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, hele ki yaşanan bu danışman kepazeliği ifşaları sonrasında…