Saadet Partisi Osmangazi İlçe Başkanı Kerim Bulut ile dobra dobra…
Selam tüm okuyuculara ve selam olsun vatanı için iyiyi, güzeli , doğruyu, adaleti, refahı, mutluluğu, cumhuriyetin değerleri içinde dileyen ve çabalayan tüm vatanperver yüreklere…
Takip eden okuyucularımız bilirler, bir aya yakın bir zamandır farklı siyasi partilere misafir oluyoruz. Onların çalışmalarını, varolan düşüncelerini, yeni fikirlerini, çözüm önerilerini, farklarını, benzerliklerini, ittifaklar, ittifak beklentilerini, yeni partilerin siyasi gündemini vs kısaca seçmenin merak ettikleri hakkında röportajlar yapıp size aktarmaya çalışıyoruz.
Önceki röportajlarımızı Memleket Partisi ve Gelecek Partisi gibi Türkiye siyasetine yeni girmiş siyasi partilerle yapmıştık. Bu hafta ise 20 Temmuz 2001 tarihinde Necmettin Erbakan liderliğinde kurulan fakat aslında geçmişi 24 Ocak 1970 yılında Milli Görüş’ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi’ne kadar dayanan Saadet Partisi… 1971 Nisan’ında ihtilal yönetiminin de baskısıyla, Milli Nizam Partisi kapatılınca,. sonrasında 11 Ekim 1972 tarihinde kurulan Milli Selamet Partisi, sırasıyla Fazilet Partisi, Refah Partisi ve en nihayetinde Saadet Partisi olarak 50 yılı geçkin bir süredir Türk siyasi tarihinde varlığını sürdürmeyi başarmıştır. İsimlerin değişmesinin ise çok da önemi olmamıştır. Çünkü onlar savundukları fikirleriyle, hiç değişmeyen isimleri “Mili Görüş” ismini korumayı hep başarmış ve hatta hep bu isimleriyle anılmışlardır.
Biz de bu hafta Saadet Partisi Osmangazi İlçe Başkanlığı’nı ziyaret edelim dedik. Fomara’daki parti binasının önünde Halkla İlişkiler Başkanı Şenol Göksal karşıladı bizi. Şenol Bey’i önceden de tanırım ve bana göre iletişim anlamında, ötekileştirmeden uzak yaklaşımı ve insanları düşünceleri ne olursa olsun ayrıştırmadan dinlemeyi bilen açık görüşlü, donanımlı ve partisi için ciddi kazanımı olan biridir. Merdivenlerden çıkarken kısa bir sohbetten sonra parti binalarında bizi ilk olarak Tanıtım ve Medya Başkanı Hikmet Dağgeçer karşılayarak buyur etti.
Öncelikle parti binalarını gezdirdiler. Gerçekten güzel dizayn edilmiş, toplantı ve konferans salonları dışında çekimler için bir odayı da stüdyo olarak ayırdıkları detaylarıyla düşünülmüş bir yer ve en özenilerek hazırlanmış odaları ise kadın kollarınındı… Başkanın odasına geçip oturduktan kısa bir süre sonra ilçe başkanı Kerim Bulut geldi. Güler yüzlü başkanımız Kerim Bey, hal hatır muhabbetinden sonra sohbetimize güzel bir espriyle başladı:
Çağla Hanım, içerden soruları verdiler mi? diye sorunca bir an afalladım…
-Pardon? Başkanım herşey doğal olacak, dedim.
(güldü) Biliyorum. Ama sanırım öyle yapanlar da var.
–Olabilir ama onlar bizim kadar özgür olamıyorlar dedim.
-Peki Kerim Bulut kimdir?
1979 doğumlu, Babadan milli görüş hareketine bağlı 4 çocuklu asıl mesleği mali müşavir olan bir kardeşiniz.
-Bu arada kongreniz ve göreviniz hayırlı olsun. Tek aday mıydınız?
Evet
-Kerim Bey, Saadet Partisi’nde genelde böyle bir durum söz konusudur. Yani genelde tek aday… Başka aday çıkmadığından mı, yoksa genel merkezin tutumu mu?
Şimdi belki size demokratik gelmiyor olabilir. Fakat öyle değil aslında. Bizde adaylar temayülde belirlenir hatta aday olmayan birini bile oradaki üyeler ismen yazabilir. Ve genel merkez de bu doğrultuda kararını verir. Yani aday olmamış fakat üyelerin istediği birine bile bu görev verilebilir. Bu yönüyle bakıldığında da parti için de aslında güzel giden bir demokrasidir.
-Öncelikle Osmangazi ve Bursa AK Parti belediyelerine ait. Sizce eksiklikleri neler? Veya beğendiğiniz çalışmaları var mı? Çarşamba’daki Suriyeli göçmenlerin asayiş sorunları ve çözüm önerileriniz var mı?
Şunu ifade edeyim: Suriyeli sorunu genel siyasetin sorunudur. Belediyeler bu konuda çok da bir şey yapamaz diye düşünüyorum. Buraya geldikten sonra yerelde ne kadar kontrol edilebilir ki? Ha belki işyeri açma gibi durumlarda ruhsat vs konularında ancak etkileri olabilir. Soğanlı Mahallesi’nde kentsel dönüşüm, müteahhitlere ranta dönüşmüştür ve bir çok Arab’ın mülk aldığı söyleniyor. Tabakhaneler de TOKİ’lere verildi. Gerçi insanlar da o bölgenin son halindeki olumsuzluklardan ötürü en azından böyle bir girişimle o bölgenin düzeleceği düşüncesiyle şikayetçi değiller. Aslında Osmangazi’nin en büyük sorunu imar ve düzensiz kentleşme. Tabi bunun yanında insanların da eğitimle bilinçlendirilmesi çok önemli. Çevre kirliliğine duyarlı olmaları da dahil buna.
-Yani en temel sorun ve çözümü nedir imar dışında? Çünkü bu bölgede ekonomik anlamda genellikle orta ve düşük gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı bir bölge.
Sosyal alanlarının genişletilmesi gerekir. Bizim daha önce de parti olarak yerel seçimlerde mahalle mimarisiyle ilgili cami merkezli alanlar oluşturulması projemiz vardı. Yani cami etrafında oturma yerleri, yeşil alan ve esnafın oluşturduğu alanlar. Ayrıca kentsel dönüşüm ama tabi ahkam kesmek de doğru değil. Çünkü kolay bir iş değil. Biz olsaydık bizim belediyelerde yönetim şeklimiz AK Parti’den daha farklı olurdu. Biz Meclis’te istişare yoluna gideriz. Özellikle muhalefetin sesine kulak veririz. Çünkü bu uygulamalar ”ben yaptım o oldu” mantığı. Yaptıklarını anlatırken şunu düşünmüyorlar: Bize sordunuz mu, bizim haberimiz var mıydı? Yapılanlar ne kadar doğru? diye
-Yani belediye kendi başına buyruk?
Büyükşehir olarak bir şey diyemem ama Osmangazi maalesef öyle. Bir çok maliyet heba oldu. Biz yaptık oldu mantığından çıkmalılar. Demirtaş meydanını şöyle değiştirdik, böyle binalar yaptık. Bu mahalleye sordunuz mu? İyi oldu mu? Şimdi bunlar tartışılmıyor. Sonra hizmet ettik diyorlar. İnsanları mutlu etmekse amaç, bu mutlu etmiyor, bunu düşünmüyorlar. Mesela Büyükşehir’in yaptığı halk havuzları güzel, insanlar faydalanıyor. Ama bunca senedir Osmangazi Belediyesi’nin başına buyruk yaptığı uygulamalar devam ediyor ve bir çok zarara mal oldu. Artık değişmesi lazım.
-Doğanbey TOKİ için görüşleriniz?
Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ‘ucube’ diyorum. Kaldı ki cumhurbaşkanımız da ifadelerinde beğenmediğini belirtmiştir. Ama maalesef kendi yaptıklarına hep beraber kızabiliyorlar. Yani İstanbul’a ihanet ettik diyorlar mesela… Tamam bunu erdemlik olarak görüyoruz ama bir aksiyon düzeltme de göremiyoruz.
-Kent meydanındaki betonlaşma hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet o konuda öncesinde bir açıklama yapmıştık. Yani beton konusundaki ustalıklarına diyecek sözümüz yok. Hatta en iyi yaptıkları iş. Temel Bey betonlaşmaya ilgili bir keresinde şöyle söylemişti; ”Beyaz adam, gün gelecek betonun yanmayacak bir şey olduğunu anlayacak” diye… Çarşamba kapalı pazar alanının yanındaki yeşil alanda da uygunsuz işler yapılıyor. Orayla da ciddi olarak ilgilenilmesi gerekiyor.
-Suriyeli göçmenler konusuna bir daha gelirsek; belki bir çok alanda özellikle ucuz işgücü anlamında bir çok işverene faydaları oldu. Fakat nüfus artışı olarak git gide çoğalan bir kitleyle de karşı karşıyayız. Kültür Parkı da Suriyelilerin yoğun olduğu bir sosyal alan. Burada büyüyen ve kültür erozyonuna uğrayan gençler çoğunlukla orada takılıyorlar ve oraya giden vatandaşlarımızın güvenlik açısından şikayetçi oldukları bilgileri var. Siz bu genel siyasetin sorunu deseniz de bu hepimizi ilgilendiriyor aslında. Bu konuda ne söylersiniz?
Mülteciler hiç bir ülkede bu kadar özgür olmamıştır. Bir çok ülkede onların sınırları bellidir ve güvenliği tehdit ettikleri herhangi bir durumda hemen sınırdışı edilirler. Hatta trafik cezalarında bile yaptırım uygulanır. Tamam, bizim insanımız merhametli ve misafirperverdir. Fakat asayişimizi etkiledikleri an ciddi yaptırımlar olmalı. Şunu ifade etmeliyim ki bu göçmenlerin gideceğini hiç sanmıyorum. Yani burada kalacaklar. O yüzden tedbirler ve yaptırımlar olmalıdır. Ayrıca eğitim anlamında bu çocuklar bizim çocuklarımızla beraber aynı okullara gidiyorlar. Bizim kültürümüzü bu çocuklara doğru aktarmamız gerekiyor ki bize benzesinler.
-Kuzey Suriye’de 100 bin adet bina yapılıyor Suriyelilere. Kimin için yapılıyor sizce?
Başkanımız gülerek, ”artık Ankara’dan da geçtik yukarıya doğru gidiyoruz diyerek; Amerika Afganistan’dan çıkıp Suriye’ye gidiyor. Yaptığı yeni güvenlik anlaşmaları ve açtığı üstler de bunu gösteriyor. Bu bölgede istikrar istenmiyor Irak gibi. O yapılan binalar kime kalır bilemiyorum ama burada Türkiye’nin tavrı çok önemli. Müdahale edecek mi etmeyecek mi? Silah gücümüz olmasına rağmen ekonomik anlamda yerle bir olmuşuz. 10 TL’ye doğru giden bir dolar var. İthal ürünlere bağlı yaşıyoruz. Bunlar hep bizim sınırlayıcı etkenlerimiz. Amerika’yla kötü olunca Rusya’ya, Rusya’yla kötü olunca Amerika’ya yaklaştığımız; pinpon topu gibi gidip gelen bir dış politikamız var. Dolayısıyla orada yapılan binalara kim gidecek derken; ben buradan oraya insan götürebileceklerini düşünmüyorum. Orada güvenli bölgede yaşamak isteyen bir çok insan var, muhtemelen onlar gidecektir. Ama şunu da ifade etmeliyim ki; Türkiye’de Suriyelilerle ilgili yaşanan asayiş olaylarıyla ilgili ise devletimiz güçlüdür. Gereğinde sert yüzünü de gösterebilir, onları disipline eder ve o zaman tek bir olayın bile yaşanacağına inanmıyorum.
-Peki Osmangazi Belediyesi’nin farklı belediyeler olarak bir kaç parçaya bölünmesi olabilir mi? Veya olmalı mıdır?
Bölünmesi gerektiğini düşünüyorum. Osmangazi çok büyük ve aslında 3 ilçeye bile ayrılabilir. Özellikle Emek tarafı ciddi bir nüfusa sahip bir bölge. Yeni Yalova yolunun sağ tarafında kalan kısmından Demirtaş’ı kapsayacak kadar bir alanın ayrı olması gerektiğini düşünüyorum.
-Olur mu peki?
Aslında biz parti olarak imza kampanyaları yaptık. Dosya hazırladık. Hatta iki dosya hazırlayıp, birini AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı’na gönderdik. Diğerini de Cumhurbaşkanı’na ve Meclis’e gönderdik.
-İçeriğinde neler vardı?
Belediyenin sorumluluk alanının çok büyük olması sebebiyle hizmetin daha iyi gitmesi için, çünkü aksamaların söz konusu olduğu vs.
-Peki yanıt alınmadı mı?
Maalesef alınmadı. Hatta o dönem Bülent Arınç’ın Bursa temaslarında Osmangazi Belediyesi’nin ayrılmasıyla ilgili söylemleri olmuş fakat bir aksiyon maalesef olmadı.
Sırada söz alan Şenol Bey; ”Hatta kaymakam bey de demiryolu caddesinden itibaren tarihi dokusu sebebiyle bu bölgenin kentsel dönüşümle beraber kaçak ve kötü binaların da yıkılarak asıl silüeti ortaya çıkarılarak sadece Osmangazi Belediyesi olması gerektiğini söylemişti” diye belirtti.
-Başkanım biz yine siyasi faaliyetlere dönersek; Bursa’daki ittifak partileriyle ilişkileriniz nasıl? İstişarelerde bulunuyor musunuz? Ortak girişimleriniz var mı? Yoksa genel başkanınızın dediği gibi geçen seçimlerde mi sadece ittifaktınız? Şu an seçime kadar hiçbir şey belli değil mi?
Şimdi biz tabi ki genel merkezin dışında il veya ilçelerde kendi başımıza bir politika yürütmemiz söz konusu olamaz. Ama biz bir süre önce dört partiyle bir araya gelip Osmangazi’yi konuşalım istedik. Fakat AK Parti reddetti. MHP’den yanıt gelmedi. CHP ve İYİ Parti olumlu yanıt verdi.
-Peki ittifak partileriyle görüştünüz mü?
Hayır çünkü bizim ittifak partimiz yok. Rakip siyasi partiler diyelim. Fakat biz Erbakan hocanın öğretileriyle yetişmiş insanlarız ve tıpkı onun gibi kendi rengimizi koruyarak tüm siyasi partilerle görüşürüz. Kaldı ki biz yeni açılan partilere de ziyaretlerimizi yapıyoruz. Eğer Osmangazi Belediyesi’ni almış olsaydık; düzenli aralıklarla tüm parti temsilcileriyle bir araya gelerek ilçenin sorunları ve çözümleriyle alakalı da istişare yapmaktan çekinmezdik.
-Son günlerde genel başkanınızın söyleminden sonra yorumlara tahminlere sebep olan konuyu size de sormak istiyorum. AK Parti’yle bir ittifak söz konusu mu? Olması halinde vatandaşın tepki veya desteği hakkında düşünceniz nedir?
Bunu kesin bir dille yanıtlamam mümkün değil. Fakat şunu söyleyeyim; biz 50 yıllık bir siyasi partiyiz ve vatandaşımız ne olursa olsun bizi tanıyor. ‘Hayır’ dediğimizde bizi eleştirenler bugün ne kadar haklı olduğumuzdan bahsediyor. Ve bu konuda da vereceğimiz karar ne olursa olsun, şahsen ben mantığıma oturacağından eminim ve bunu vatandaşa sebepleriyle anlatabildiğimizde bize hak vereceklerinden de eminim.
-Başkanım partide bulunan kadın kollarının hakları konusunda neler söylersiniz. Mesela imza yetkileri vs durumlarda bakış açınız nasıl?
Kısaca şunu söylemem gerekir. Ben ilçe başkanı olarak onların üst kademesinde yani onlardan daha yetkili değilim. Onlar direkt genel merkeze bağlıdırlar. Kararlarında veya bir çok yetkinlikte bizden bağımsızdırlar. Çünkü parti olarak kadınlara saygımız ve çabalarına minnettarlığımız çok fazladır.
-Saadet Partisi’nde gençlerin yeri diye sorsam?
Gençler her zaman önceliğimizdir. Hatta parti siyasetimizde genel başkanımızın talebiyle de beraber yaş sınırını iyice düşürdük diyebilirim. Hatta Kahramanmaraş il başkanımız 25 yaşında. Ve gittikçe gençlerimizi daha çok aktif görevlerde göreceğiz.
Röportajımızı bitirirken Osmangazi İlçe Başkanımız Kerim Bulut, Necmettin Erbakan’ın DAVAM kitabını hediye etti. Bu çok ince bir davranıştı. Zaten başkanımız da gayet güleryüzlü, espirili, donanımlı biri ve cevaplamak istemediği sorulardaki manevra gücü ise tam bir kıvrak zeka ve siyasi yeteneğin göstergesiydi bana göre. Özellikle AK Parti’yle ittifak konusuyla ilgili sorularda oldukça temkinliydi. Sohbetimiz sırasında kendisine bunu ifade ettiğimde ise kesinlikle olumsuz bir tepki vermedi. Hatta minik espiriler serpiştirdi ama net bir yanıttan yine de imtina etti.
Bütün yorumlara ilave benim nacizane gözlemim şu ki; ittifak olursa pek de sürpriz olmayacak gibi görülüyor…
Ne diyelim; ülkemiz için, vatanımız için, insanımız için, cumhuriyetimiz için, adalet için, refahımız için, mutluluğumuz için en vicdanlı, en adil; yüreğiyle, fikriyle, zihniyle en samimi vatanperver kimse sandıktan da o çıksın…
Sevgiyle ve umutla…