Savurun bakalım!
Bu başlıkla bir yazı yazarken bile utanıyorum.
5 Ekim tarihi Sözcü gazetesi manşeti;
‘OLAMAZ BÖYLE BİR SAVURGANLIK!’
Savuran da kapan da utanmalıdır!
“DEVLETTEN ESKİ BAKANLARA LÜKS ARABA”
Kaz, tavuk bile bu kadar yolunmaz.
Bu arada hemen söyleyeyim ama inanır mısınız bilemem!
”Çevre Bakanlığı’nın daha önce kurumda görev yapmış eski bakanlara makam aracı verdiği ve yakıt dahil tüm giderleri karşılandığı belirlenmiş.”
***
Sayıştay, devletin gelir ve giderlerini denetleyen bir kurumdur.
Savurganlığın, hangi boyutlarda olduğunu ortaya çıkardığını biliyoruz!
Çünkü, muhalefet partileri ve dürüst birkaç gazete ve TV, haber yaptı.
Yandaş basında ise Sayıştay raporlarından hiç söz edilmedi.
Sözcü gazetesinden öğrendiklerimi kısaca özetledim.
***
Değerli okurlarım,
Fazla söze gerek yok, keyfi yönetim …
İsraf, şatafat gözler önünde…
Türkiye böyle mi olmalıydı?
İktidar, ”Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele edeceğiz” diye başa geçti.
Ama 20 sene sonra gelinen nokta ortada…
İktidar ne diyorsa tamamen aksini yapmaya devam ediyor.
Gelelim Sayıştay’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetim raporuna .
Kurumda başkanlık ve bakanlık yapanlara makam tipi lüks araçlar tahsis edilmiş.
Hem de bütün masrafları devlet kasasından yapılmak şartıyla…
Raporda, ihale ve alımlarda yapılan usulsüzlükler de yer almış.
***
Sayıştay raporunda usulsüzlük ve yolsuzluklar milletimize açıklandı.
Lakin, malum havuz medyası başını kuma sokarak tek kelime yazmadı.
Toplumun da Sayıştay rapurundan haberli olmadığı kanaatindeyim.
Nasıl olsun! Başkan, bakanları havuzda beslediklerini, ekran hortumcularını maharetle koruyor, acı gerçekleri de tatlı diye anlatabiliyor.
***
Değerli okurlarım,
Cumhuriyet tarihinin en karanlık günlerini yaşıyoruz.
Devleti yönetenler denetimden korkuyor.
Devletin tüm kurumları Başkanın gözünün içine bakıyor.
AYM bile hedef tahtası yapıldı, ne acı değil mi?
AYM’ye dokunan kendini ateşe atmış olmuyor mu?
Sayıştay’a teşekkür ediyorum!
***
Savurganlığın son noktasına gelinmemiş olmalı ki;
Devletin tüm mallarının satışı gündeme gelmiş durumda.
Zaten kamu mallarının çoğu satıldı, birilerine peşkeş çekildi.
Kalanlar lojmanlar, yollar, köprüler, hastaneler velhasıl ne varsa satılmak üzere harekete geçilmiş durumda.
Ne desem bilmem ki, zaten söylesem ne olacak?
Kendime ‘sen kimsin’ dedirtmek istemem!
***
Değerli okurlarım,
Sonuçlara değil, başlangıçlara bakalım!
Hani derler ya; çarşambadan bellidir perşembenin geleceği…