Yüzyüze Hayat, Yüzyüze Teori, Yüzyüze Eğitim
Diploma Kalitelerinin Zedelenmemesi için Yüzyüze Eğitim veya Eğitimi Yaz Dönemine Ötelenmesi Önerilebilinir.
***
Uzaktan Eğitim Yerine Düzenli Eğitim İçin Koşullar Yaratılabilir
Deprem sonrası 17 Şubat 2023 tarihli YÖK açıklaması ile uzaktan eğitim yönteminin kullanımı kararı resmileşmiş oldu. Doğal olarak 9 ildeki üniversiteler hariç diğer illerdeki üniversitelerde (Tıp, Diş hekimliği, Hemşirelik, Veteriner ve Mühendislik programları hariç) uzaktan eğitim yapılacak denmektedir. Çoğunlukla kamuoyunda hızlıca alınan uzaktan eğitim kararı konuşuluyor ve tartışılıyor. Alınan karar, akademik kadrolar, öğrenciler, aileler ve yazar-çizer kesimler tarafından çok kabul görmedi. Hatta deprem bölgesindeki çoğu ilimiz için ilgisiz ve alakasız görülmeye başlandı. Örneğin Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’taki hiçbir depremzedenin Kars, Ardahan, Trabzon, Çorum, Bilecik, Balıkesir’e gideceği beklenilmemektedir. Onun için ülkenin tamamında toptan uzaktan eğitime geçilmesi kamuoyunun çoğunluğu tarafından çok karşılık bulmadı. Bizler gibi depremden şahsı ve yakınları, öğrencileri ve arkadaşları etkilenen deprem bölgesinde milyonlarca insan oldu. Depremden 11 il etkilendi ancak depremden doğrudan etkilenmeyenler için normal yaşam her şeye rağmen devam ediyor.
YÖK başkanı ve YÖK’ün soru cevap olarak kamuoyuna yaptığı açıklamada şu ifadeler yer almaktadır;
Uygulamalı eğitimler hangi programları kapsamaktadır ve bunlar nasıl verilecektir? Uygulamalı eğitimler;
- Tıp Fakültesi’nin 4, 5. ve 6. Sınıf öğrencilerini,
- Diş Hekimliği Fakültesi’nin 4 ve 5. Sınıf öğrencilerini,
- Veterinerlik Fakültesi’nin 5. Sınıf öğrencilerini,
- (7+1) programı uygulayan Teknoloji ve Mühendislik Fakültelerinin (+1) dönemdeki öğrencileri,
- Hemşirelik, Ebelik, Denizcilik ve diğer tüm yükseköğretim programlarında İşletmede Mesleki Eğitim Uygulaması yapan öğrencileri (Bakınız: Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği madde 12),
- (6+2) veya (7+1) programı uygulayan Spor Bilimlerinin (+1) veya (+2) dönemdeki öğrencileri,
- (3+1) veya (2+1) programı uygulayan Meslek Yüksekokullarının (+1) dönemdeki öğrencileri, Meslek Yüksekokullarının İşletmede Mesleki Eğitim Uygulaması yapan öğrencileri (Bakınız: Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği madde 12),
- Öğretmenlik Uygulaması dersinin öğrencilerini, kapsamaktadır ve bu öğrenciler uygulamalı eğitimlerini yüz yüze mahallinde yapabileceklerdir.
Dünya En Zor Durumlarda Bile Eğitim ve Öğretimi Yapar Oldu
YÖK’ün yaptığı açıklamada bazı sosyal bilimler hariç neredeyse bütün uygulamalı bilimler için eğitim açık. Madem bütün üniversitelerde uygulamalı eğitim yapılabilir. Diğer bilim programları içinde yüz yüze eğitim için koşullar uygun olabilir. Öğrenci yurtlarında depremzedelere yer sağlamak için yüz yüze eğitim askıya alındı. Yurtlardaki toplam yatak sayısı toplam üniversite öğrencilerinin % 15 kadarını oluşturuyor. Bu demektir ki öğrencilerin çoğunluğu yurtların dışında kendi ailelerinin yanında veya kiralık evlerde kalıyorlar. Ülkemizin 1.6 milyon satılmayı bekleyen boş (Basını, 20 Şubat 2023) evinin depremzedelere kiralanması gerekirken, depremzedelere yer bulmak için üniversite eğitiminin uzaktan eğitime ayrılması, bu ülkenin gelecekteki nitelikli iş gücüne büyük zarar verecektir.
Kaldı ki üniversite eğitimi yalınızca sınıfta ders işlemek değildir. Üniversite ve kampüsü, bütünlüklü öğrenme, sanat, felsefenin yanında ileri düzeyde problem çözme ortamı sağlayan evrensel kentlerdir. Öğrenci ile hocanın yüz yüze etkili iletişim ile bilgi birikiminin yerinde ve zamanında aktarılması, soru sorma ve farkındalığın oluşturulması en doğru yüz yüze eğitim ile sağlanabilir. Toplumsal ve sosyal dayanışma bakımından öğrencilerin, hocaların, çalışanların bir arada etkileşim içinde olması hayati düzeyde önemli. İnsanların birbirine bilgi ve birikimini aktarması, paylaşımda bulunması, geleceği bir arada yaratmak, ruhun iyileşmesi bakımından eğitim ortamlarının açık tutulması önemli.
Ülkenin Gelecekteki Nitelikli İş Gücü İçin Yüz Yüze Eğitim Şart
Derste sunulan sunuları ve görüntüleri yeterince göremeyen, iletişime geçemeyen öğrencilerin yetersiz bilgi ile mezun olması sonucunda öğrencilerin diplomaları doğal olarak sorgulanacaktır. 2019-2020 yıllarında yükseköğretime başlayan öğrencilerin önce pandemi ve sonra da deprem ile uzaktan eğitim yapmak durumunda kalması, ciddi anlamda yüz yüze eğitimi, uygulama ve doğrudan öğrenme şanslarını azaltmıştır. Bu öğrencilerimizin yetersiz eğitimi, yaşamları boyunca karşılarına yetersizlik sorunu olarak çıkacaktır. Bu bağlamda diplomaların değer kaybetmemesi için en azından bu dönemin yüz yüze sınıflarda ve laboratuvarda yapılması gerekiyor.
Oluşan Olumsuz Ortam Öğretim Üyesi ve Görevlilerini de Olumsuz Ekiliyor
6 Mart itibarı ile başlayan uzaktan eğitim ile ders veren hocalar olarak hiçbir şekilde etkili bir eğitimin verildiğine inanmıyoruz. Öğrencilerin çoğunluğu cep telefonu ile sisteme girmekte ancak ne yazık ki öğrencilerin %90’nından fazlasının ders ile etkileşim-iletişim kuramadığı görülmektedir. Öğretim üyesi olarak adeta duvara konuşuyor hissi oluşuyor zihinlerde. Öğrencilerin çoğunluğu bilgisayar, internet sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Bir kısmı depremin yarattığı yıkımdan dolayı kalacak yer sorunu ile yaşanan olumsuzluklardan dolayı derse konsantre olamadığını belirtiyorlar.
Uzaktan eğitimin ikinci haftasındayız. Dersleri başlattığımızda öğrencilerin genelde derslere katılım talebi internet ortamında katılım şeklinde oluyor. Ancak iletişime geçip öğrencilerin derse katılımı için soru sorduğunuzda bir iki öğrenciden başka hiçbir tepkinin verilmediği görülmektedir. Öğretim üyesi olarak âdete boş duvara konuştuğunuzu hissederek sizin de şevkiniz kırılıyor ve moraliniz bozuluyor. Covid-19 tecrübesi bize gösteriyor ki üniversite eğitimi bir an önce yüz yüze olarak başlamalı. Çünkü bu durum, ülkenin gelecekteki nitelikli insan iş gücü bakımından hayati derecenin ötesinde önem taşımakla birlikte milyonlarca öğrencimizin de geleceğinin kararması anlamına gelecektir. Ayrıca yaratılan olumsuz ortamın etkisi ile şevki azalmış öğretim üyelerinin de umudunun kırılmasına neden olmaktadır. Nasıl olsa bir şey değişmeyecek deyip uzaktan eğitimi savunur duruma gelen öğretim üyelerinin olması ayrıca düşündürücü ve incelemeye değerdir.
Açıkçası uzun süreli uzaktan eğitim yavaş yavaş öğretim üyeleri tarafından da kanıksanır oldu. Üniversitelerin yetersiz araştırma alt yapısı, yardımcı eleman, teknik eleman ve Ar-Gör yetersizliği yanında diğer yaşanan birçok sorun öğretim üyelerini de etkilemiş görülüyor. Üniversite öğretim üyelerinin bilim, araştırma ve bilgi paylaşımından kopması ileriye yönelik onarılması mümkün olmayan olumsuzluklar yaratacaktır.
Yeniden Yüz Yüze Eğitim İçin Alternatif Yaklaşımlar Sunalım
Bu bağlamda Covid-19 Pandemi süresince verilen uzaktan eğitimin yararlı olmadığı hemen herkes tarafından bilinmektedir. Şahsi önerim, eğitime bir iki ay kadar ara verilip öteleyerek sonradan normal eğitimin devam etmesidir. YÖK’ün bu konuda üniversite yönetimleri, öğretim üyeleri, öğrenciler, çalışanlar ve velilere danışılması durumunda çoğunlukla yüz yüze eğitime evet denileceği kanaatindeyim.
Yaşanan bu büyük afetin yaralarının sarılması ve insanların korku ve tedirginlikleri giderilinceye kadar eğitime ara verilmesi, Nisan-Mayıs ayları gibi normal programın yüz yüze devam ettirilmesi önerilebilir. Böylece hem öğrenciler arasındaki eğitim yarışında kimse zarar görmemiş olur hem de kısmi bir toparlanma sağlanmış olur. Mevcut durumda öğrencilerin bir yerden başka bir yere taşınması çok kolay olmayacaktır. Kimse bilmediği bir yere çantasını alıp gidemez. Maddi manevi ilişkiler, arkadaşlık ilişkileri gibi başka başka alışkanlıklar ve beklenmedik sorunlar nedeniyle bu süreç elbette kolay olmayacaktır. Ancak üniversite öğrencilerinin birbirlerini misafir etmesi, uygun barınma yerleri sağlanması, burs vs. gibi yeni önerilerin geliştirilmesi gerekir.
Yaşanan Covid-19, deprem, sel gibi doğal sorunların büyüklüğüne rağmen bu ülkenin vatandaşlarının bilgisi, uygulamaları ve birikimleri ile sorunların üstesinden geleceğimize inanıyorum. Yeniden umudu yeşertecek, geleceği bilim ve bilgisi ile sağlayacak insan gücümüzü yetiştirmek için yüz yüze eğitim diyelim. Öğrencimize en iyi eğitim ortamı yaratmak ve eğitmek dileği ile
Sonuç olarak; üniversitelerde yaşanan birçok sorun sonrası ciddi bir isteksizlik ve motivasyonsuzluk yaşanmaktadır. Üniversitelerin mevcut üzerindeki ölü toprağı kaldırıp zinde, araştırma yaparak bilgi üretmesi ve sorun çözmesi, geleceğin nitelikli insan gücünü yetiştirmesi için bir an önce bütünlüklü bir yaklaşımla kendini toparlamayarak tekrar normaline dönmesi gerekiyor. Konu siyaset üstü bir yaklaşımla uluslar ölçekte bir üniversite normuna dönmemiz ve saygınlığı kaybetmememiz gerekir. Yoksa üniversite kavaramı normal bir devlet okulu şekline bürünecektir ki bu durumun Türkiye’nin çağdan kopması anlamına gelir ki hiç kimseye bir yararı olmaz. Tam tersine hepimiz kaybederiz.
——————————–
- Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ
Çukurova Üniversitesi/ Ziraat Fakültesi / Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü